Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4702 E. 2022/5044 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil dışı bırakılan taşınmazın davacılar tarafından imar ve ihya edildiği iddiasıyla tapuya tescillerinin yapılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, hava fotoğraflarına dayanarak davacılar lehine 20 yıllık zilyetlik şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 1985-1999 yılları arasında hava fotoğrafı bulunmaması, tanık beyanları ve keşif tarihindeki ağaçların yaşı nazara alınarak bu hususun davacılar lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde özetle, Malatya Merkez, ... beldesi, ... Mahallesinde kain, doğusu: 470 no.lu parsel ve sulama arkı, batısı: ... sulama arkı, kuzeyi: ...'e ait taşınmaz, güneyi: ...'e ait taşınmazlarla çevrili 20.000 m²'lik taşınmazı büyük emek ve masraf yaparak taşını ayıklayıp imar ve ihya ederek önce tarım arazisi olarak kullandıklarını daha sonra kapama kayısı bahçesi haline getirdiklerini, taşınmazın 1/2 maliki ...'in 1999 yılında vefat ettiğini, vefatından önce taşınmazların çocukları arasında haricen taksiminin yapıldığını, tescile konu taşınmazın bu harici taksim sonucu kaldığını belirterek, taşınmazın 1/2'şer oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılardan Hazine vekili yazılı ve sözlü savunmasında, açılan davayı kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, imar ihya için gerekli şartların oluştuğu gerekçesiyle açılan davanın kabulüne, fen bilirkişileri 22.11.2013 havale tarihli krokili raporlarında (A) harfi ile işaretlenen 13.065,57 m2 genişliğindeki bölümün davacılar adına her biri lehine 1/2 oranında olmak üzere tapuya tesciline, Tapu Müdürlüğü tarafından taşınmaz üzerinde yeni bir ada parsel numarası oluşturulmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/12/2015 tarihli ve 2015/558 E.2015/14478 K.sayılı kararında Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan ve davacılar... ve ... için zilyetlikle edinim koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine dair yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, öncelikle Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığına usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmalı, dava tarihi olan 2013 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmasının gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

3. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, 13.065,57 m2 olan kadastro harici yerin mevcut hali ile üzerinde 25-30 yaşında kayısı ağaçları, 30-35 yaşlarında söğüt ağaçları, bitkisel toprak kalınlığının 50-60 cm olduğu tespit edilmiş ise de, jeodezi mühendisinin raporunda 1975 ve 1985 yıllarında çekilen fotoğraflarda toprak sürme veya arazi işleminin gözlemlenmediği, 1999 yılında ise muhtelif meyve ağaçlarının gözlemlendiği, 4721 sayılı TMK'nın 713. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri beraber değerlendirildiğinde, 20 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin zilyetlik açısından dolmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar temyiz dilekçesinde özetle, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere bu yerlerin taşlık olduğunu, emek, mesai ve masraf sarf ederek tarıma elverişli hale getirip bu yerlerde ağaçlandırma yaptıklarını, 4721 sayılı TMK'nın 731. maddesi 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri beraber değerlendirildiğinde 20 yıllık olağanüstü zamanaşımının zilyetlik açısından dolduğunu, belirtilen sebepler ve resen tetkik buyrulacak sair sebeplere binaen bilirkişi raporları ve tanık beyanları dikkate alınmaksızın verilen davanın reddi yönündeki kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili talebine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

6.2.2. İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz." düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Çekişmeli taşınmaz bölümü 1965 yılında kadastro sırasında taşlık olarak tescil harici bırakılmıştır.

6.3.2. Mahkemece, incelenen hava fotoğraflar ile davacılar lehine zilyetlik şartlarının oluşmadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine dair hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

6.3.3. Hükme esas alınan harita ve jeodezi raporunda 1975, 1985 ve 1999 yılına ait hava fotoğraflarının incelendiği, 1999 yılına ait hava fotoğrafında muhtelif ağaçlar bulunduğunun tespit edildiği, her ne kadar 1985 yılında kullanımın olmadığı tespit edilmiş ise de, 1985-1999 yılları arasında hava fotoğrafının bulunmadığı, mahalli bilirkişi ve tanıkların davacıların 30 yılı aşkın süredir taşınmazı kullandıklarını beyan ettikleri, dava tarihi olan 2013 yılında yapılan keşifte de taşınmazda bulunan meyve ağaçlarının 20-22 yaşlarında olduğunun belirtildiği ayrıca 1985-1999 tarihleri arasında hava fotoğrafının bulunmamasının davacıların lehine değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

6.3.4. Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.