Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4756 E. 2022/4776 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların miras yoluyla intikal iddiasında bulundukları taşınmazlar üzerindeki zilyetlik ve mülkiyetin davalılarda olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, miras yoluyla intikal ettiğini iddia ettikleri taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini ispatladıkları, davalıların ise zilyetlik iddialarını somut delillerle destekleyemedikleri ve mahkemenin delilleri yanlış değerlendirerek davanın reddine karar verdiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

.....

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış; 05.04.2018 tarihli dilekçe ile ... davaya aynı nedenlere dayanarak, asli müdahil olarak katılmıştır.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalılar, çekişmeli taşınmazların usulüne uygun şekilde tespit ve tescilinin yapıldığını, yapılacak keşifte tanıkların bu hususu doğrulayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.11.2014 tarihli ve 2010/131 Esas, 2014/335 Karar sayılı kararıyla, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça eksik harç tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2016 tarihli, 2015/6880 Esas, 2016/6804 Karar sayılı ilamıyla “eksik kalan ve tamamlanması gereken harç miktarının açıkça davacı vekiline tebliğ edilmeden verilen süre içerisinde eksik harç miktarı tamamlanmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 11.03.2020 tarihli ve 2016/183 Esas, 2020/351 Karar sayılı kararıyla, davacıların dava konusu ettikleri 119 ada 8 parsel dışında kalan diğer taşınmazların miras olarak kendilerine kaldığına ve bu taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunduklarına dair hiçbir somut delil sunamadıkları, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere davacıların sadece 119 ada 8 parsel sayılı taşınmazı kullanıp tasarrufta bulundukları anlaşıldığından davacıların davalarının 119 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, reddedilen 119 ada 1 ve 12 parseller ile 162 ada 8 parsel sayılı taşınmazın da müvekkillerine miras yoluyla intikal ettiğini, Mahkemece yanlı tanık beyanlarına dayalı olarak hüküm kurulduğunu ve verilen ret kararının hatalı olduğunu belirterek, reddedilen parseller yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6.2.2. Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 tarihli, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)

6.2.3. 4721 numaralı Türk Medeni Kanunu'nun 763. maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hallerde o şeyin maliki olur.

6.2.4. 4721 numaralı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin 1. maddesinde, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.5. 3402 numaralı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin 1. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Kadastro sonucu Bayırbağı köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 4 parsel sayılı 14.937,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ve dava dışı ... ... adına, 119 ada 1 parsel sayılı 937,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... ve dava dışı ... ... ... adına, 119 ada 8 parsel sayılı 1.336,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına, 119 ada 12 parsel sayılı 896,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 2012 yılında yapılan toplulaştırma işlemi nedeniyle çekişmeli 108 ada 4 parsel sayılı taşınmaz, 162 ada 7 ve 8 parsellere gitmiş, 162 ada 7 parsel dava dışı ... ..., 162 ada 8 parsel ise davalı ... adına tescil edilmiştir.

6.3.2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir.

6.3.3. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 119 ada 12 parselin, davalılardan ...’un abisi olan davalı ... adına zilyetlikten tespit ve tescil edildiği. Davacı ...’nin ise taşınmazın babasından kendilerine intikal ettiği gerekçesiyle dava açtığı, ...’nin davaya müdahil olduğu, dinlenen kişilerin Navdung mevkisi olarak belirtilen bu taşınmaz için, davalı ...’nın burayı yıllar önce davacılardan satın aldığı ve zilyetliğin 1981 yılından beri davalı ...’da olduğunun belirtildiği ve davalı ...’nın, davacıların murisi ... ... terekesine karşı 3. kişi konumunda olduğu anlaşıldığına göre, davalı ... lehine çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacıların bu yöne değinen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

6.3.4. Davacıların çekişmeli 162 ada 8 parsel ve 119 ada 1 parselin temyize konu ½ ... ... payına yönelik sair temyiz itirazına gelince; davacılar, çekişmeli 162 ada 8 parsel ve 119 ada 1 parselin ½ ... ... payının murisleri ... ...’dan kendilerine intikal ettiği ve fakat davacılardan ...’nin boşanmış olduğu eşi ... adına tespit olduğunu belirterek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış, davalı ise çekişmeli taşınmazların kendisine ait olduğunu ve tespit esnasında herhangi bir hatanın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Kadastro tutanağı resmi belge niteliğinde olup aksinin mutlaka ispat edilmesi gerekir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazların murisleri olan ... ...’dan kendilerine intikal ettiği hususunun davacı tarafça kanıtlanması gerekmekte olup ispat yükünün davacıda olduğu açıktır. Mahkemece her ne kadar taşınmazların muris ...’e ait olmadığı, dolayısıyla davacıların çekişmeli taşınmazlar üzerinde hak sahibi olmadığı sonucuna varılmış ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarına göre 119 ada 1 parselin Tüyakoşe mevki olarak bilindiği, evvelinde davacıların murisi ...’e ait iken ölümü sonucunda davacılara kaldığı, 162 ada 8 parselin ise, kan davası nedeniyle davacıların murisi ...’in öldürülmesi sonucunda, sanık ailesinin bu taşınmazı kan parası olarak ... mirasçısı ... ve ...’ye hibe ettiği ve zilyetlik devrinin gerçekleştiği, her ne kadar taşınmazlar üzerinde davalı ...’nın uzun yıllardır kullanımı olduğu belirtilmiş olsa da, bu kullanımın boşandığı eşi ... adına olduğu, diğer bir deyişle ...’nın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin feri zilyetlik olduğu sabittir. Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK'nın 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanun'un 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşecektir. Bu açıklamalara göre taşınmazların irsen intikal, hibe ve zilyetliğin devri ile mülkiyetinin davacılara geçtiği, bu yerlerin davacılara ait olduğunun davacılar ... ve ... tarafından ispat edildiği, dolayısı ile ...’nin boşanmış olduğu eşi ... adına yapılan tespitin hatalı olduğu, davacıların tespitin aksini kanıtladığı, davalı savunmasının soyut nitelikten öteye geçemediği anlaşılmış olup, Mahkemece 162 ada 8 ve 119 ada 1 parseldeki ½ ...'a ait 1/2 pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.