"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; Alanya ilçesi, Yeşilöz Mahallesinde bulunan mülkiyeti Hazineye ait 302 parsel no.lu 2.280,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde "Bu parselde ... evlatları ... ve ... ile ... oğlu ... zilyetdir." beyanı bulunduğu, taşınmazın boş olduğu ve zilyet olunabilecek muhdesat bulunmadığı iddiasıyla, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu taşınmazın uzun yıllar davalı tarafından muz ve zeytin ekilerek kullanıldığını, uydu fotoğraflarından bu durumun anlaşılacağını, taşınmazın ecrimisil ve tüm vergilerinin davalı tarafından ödendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ... ve ... cevap dilekçesiyle; dava konusu taşınmazın boş olmadığını, üzerinde zeytin ağaçlarının bulunduğunu, üzerinde bulunan konteynerın imar mevzuatı gereğince kaldırıldığını ve beton yapı yapılamadığını, taşınmaza ait vergilerin düzenli olarak ödendiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi gereğince 10 senelik hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinin Anayasa Mahkemesi 12/05/2011 tarihli ve 2009/31 Esas - 2011/77 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğini, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin gerekçenin kabul edilemeyeceğini, ayrıca bilirkişi raporuyla dava konusu taşınmaz üzerinde yeni dikilmiş zeytin ağaçlarının bulunduğunun ve 2009 yılından 2016 yılına kadar olan uydu görüntülerinde zilyetliğe dair bir emare bulunmadığının belirtildiğini, dinlenilen tanığın da davalıların kullanımını görmediklerini ve köylülerin burayı sahipsiz olarak ektiklerini bildiğini söylediğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2020/214 Esas - 2020/192 Karar sayılı kararında, davanın açıldığı tarih itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, temyiz dilekçesinde, davalıların taşınmazları hiçbir zaman kullanmadığını ve taşınmaz üzerinde işgalci olduklarını, arazilerin yarı bedeli karşılığı işgalcilerine satılması sonucu kamunun ciddi zararlara uğrayacağını, hak düşürücü sürenin Hazine tarafından açılan davalarda uygulama olanağının bulunmadığını belirterek, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2020/214 Esas - 2020/192 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapunun beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin terkini isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olan 11.08.1988 ile davanın açıldığı 23.11.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 27/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.