"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ÇAYKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar ..., ... ve ... tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalıların istinaf başvurularının kabulü ile davanın reddine, Yerel Mahkeme kararının davacılar yararına takdir edilen vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına dair verilen karar, süresi içinde davalılar ..., ... ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Kadastro sonucunda, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 156 ada 1 ve 7 parsel ile Şahinkaya Mahallesi 526 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ile davacı ... ve davacılar Sezgin, Mustafa ve ... murisi ... adına 1/5 hisse ile tespit edilmiş, tespit 01/08/2007 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davacılar çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ...’dan kalan yerler olduğu, yakın mirasbırakanları ...’nın kök muristen sonra öldüğü, ...’nın ölümüyle kök muristen ...’ya intikal eden miras payının, zümre esasıyla kendilerine geçtiği; ne var ki kadastro sırasında bu husus gözetilmeden tapulamanın kök murisin tüm mirasçılarına eşit biçimde yapıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiş, oturumlara iştirak etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesi 14.02.2019 tarih, 2017/122 Esas, 2019/52 Karar sayılı kararında, keşifte dinlenen kişilerin ortak beyanlarından dava konusu yerlerin tarafların müşterek murisi ...'dan intikalen gelen yerler olduğu, mirasçılar arasında pay devri ve taksimin olmadığının anlaşıldığı, zaten yanlar arasındaki uyuşmazlığın taşınmazların kimden geldiği noktasında oluşmadığı, çekişmenin tarafların miras paylarının yanlış hesaplandığı noktasında toplandığı gerekçesiyle muris ...'a ait... Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/12/2018 tarih ve 2018/270 Esas-2018/361 Karar sayılı veraset ilamındaki (tavzih kararındaki) miras payları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davalılar ..., ... ve ... tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı ..., ... ve ...'ın sunmuş oldukları ayrı ayrı istinaf dilekçelerinde özetle; Yerel Mahkemede açılmış olan iş bu davada Mahkemece tarafların davaya katılmaması hususu ile davacılardan ...'in hem davacı hem de davacılar vekili olarak davaya iştiraki hususuna dikkat edilmediğini, Mahkeme tarafından yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği, zira dava açılmasına sebebiyet vermedikleri, tapuda devre hazır oldukları halde dava açmadan evvel davalılardan yanlardan talepte bulunmayan, iletişim kurmayan davacıların kötü niyetli davrandıklarını, kendisine asaleten diğer davacılara vekaleten davanın tarafı olan Avukat ...'in hem davacı hem de davacılar vekili olmasının kendilerini maddi olarak mağdur ettiğini, dava harcı ve masraflarını ödeme güçlerinin olmadığını, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf yoluna başvurmuşlardır.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2020/120 Esas, 2020/172 Karar sayılı kararında, davalıların istinaf isteklerinin sadece vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olduğu Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle davalı taraf aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak harçlandırılan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacılar ..., ... ve ...'ın hisse değeri olan 229,744,12 TL üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken kendisini vekil ile temsil ettirmeyen ve dolayısıyla muvafakat verdiği kabul edilen ...'in hisse değeri de dikkate alınarak vekalet ücreti takdiri isabetsiz olup anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın yalnızca vekalet ücreti yönünden kaldırılması suretiyle davacılar ..., ... ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tamamlama harcı yatırılan değer üzerinden hesap ve takdir edilen 19.734,64 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar ..., ... ve ...'e verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ..., ... ve ...'ın sunmuş oldukları ayrı ayrı temyiz dilekçelerinde özetle; Yerel Mahkemede açılmış olan iş bu davada Mahkemece tarafların davaya katılmaması hususu ile davacılardan ...'in hem davacı hem de davacılar vekili olarak davaya iştiraki hususuna dikkat edilmediğini, Mahkeme tarafından yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği, zira dava açılmasına sebebiyet vermedikleri, tapuda devre hazır oldukları halde dava açmadan evvel davalılardan talepte bulunmayan, iletişim kurmayan davacıların kötü niyetli davrandıklarını, kendisine asaleten diğer davacılara vekaleten davanın tarafı olan Avukat ...'in hem davacı hem de davacılar vekili olmasının kendilerini maddi olarak mağdur ettiğini, dava harcı ve masraflarını ödeme güçlerinin olmadığını, bu nedenle kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuşlardır.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. HMK’nın 332/1 maddesi gereğince yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedilir. Dolayısıyla mahkeme, davada haksız tarafı re’sen vekâlet ücreti ödemeye mâhkum eder; bunun için haklı çıkan ve kendisini vekil ile temsil ettiren tarafın bir talepte bulunmuş olmasına da gerek yoktur. Yargılama gideri tarafların davanın görülmesi ve sonuçlanması için ödedikleri paralarının tümünü ifade etmektedir.
3.2.2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323/1-ğ maddesi gereğince vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerindendir. Vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olması, davayı tamamen veya kısmen kazanmış ve bu nedenle lehine yargılama gideri hükmedilecek olan tarafın davayı vekil (avukat) aracılığıyla takip etmiş olması hâli içindir.
3.2.3. Davada haklı çıkan taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilebilmesi için haklı çıkan tarafın davanın başından sonuna kadar vekil (avukat) tarafından temsil edilmiş olması şart değildir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 5/1 maddesine göre; hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, bu Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır. Dolayısıyla dava ve icra takibinin hangi aşamasında olursa olsun taraflardan birinin kendisini avukatla temsil ettirmesi ve avukatın dava ve icra takibi ile ilgili herhangi bir işlem yapmış olması, haklı çıkan taraf lehine vekâlet ücreti takdirini gerektirir.
3.2.4. Hemen belirtilmelidir ki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2/1 maddesi; “Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez” şeklindedir. Bu itibarla avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Davalılar ..., ... ve ...’ın hükme yönelik temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 14/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.