"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
I. DAVA
1. Davacı ... dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği kadastro sırasında Menderes Nehri yatağında kalması nedeniyle tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazı uzun yıllardır malik sıfatıyla zilyet ettiği iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil isteğinde bulunmuştur.
2. Müdahil ... davacı ile kardeş olduğunu çekişmeli taşınmazın davacı, kendisi ve dava dışı kardeşleri Yüksel Parmaksız tarafından müşterek olarak tasarruf edilen yerlerden olduğu, taşınmazın kardeşleri ve kendisi tarafından imar ve ihya edildiğini, taşınmaz üzerinde 1/3 oranda hakkının bulunduğunu belirterek, adına tescil isteğiyle harcını ikmal etmek suretiyle davaya müdahil olmuştur.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma sırasında Menderes Nehrinin yatağında olması sebebiyle tescil harici bırakıldığını, niteliği itibariyle böyle bir taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, davacının zilyetlikle mülk edinmeye ilişkin iddiasının dinlenebilir olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... aşamalardaki sözlü ve yazılı beyanlarında 6360 sayılı Yasa uyarınca taşınmaza ait yetki ve sorumluluğun Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu belirterek, husumet itirazında bulunmuş, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının TMK’nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddeleri uyarınca araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Aydın 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.03.2016 tarihli ve 2015/29 Esas, 2016/246 Karar sayılı kararıyla; davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddeleri ile TMK’nın 713. maddesi uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, kadastro bilirkişileri tarafından tanzim edilen 15/02/2016 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen 671,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tarla niteliğinde ada ve parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda bahsedilen Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde müdahil ..., davalı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1.Müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın müşterek muristen intikal ettiğini, diğer tüm taşınmazlar gibi murisin tüm mirasçıları tarafından tasarruf edildiğini, davacının münhasır zilyetliği olmadığını belirterek, kararı temyiz etmiştir.
2.2.Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, öte yandan davacı ve müdahil tarafından zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak çekişmeli taşınmaz ile aynı çalışma alanında olan tescil harici yerler için açılıp, davacı ve müdahil lehine sonuçlanan dava dosyaları araştırılıp belgesiz norm sınırı denetlenmeden karar verildiğini, dosya kapsamından davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun net olarak belirlenemediğini, kaldı ki eldeki davanın tescil davası niteliğinde olduğu ve davalılar yasal hasım olduğundan aleyhlerine yargılama giderine hükmedilemeyeceği hüküm altına alındığı halde davalılar aleyhine yargılama giderine hükmedildiği gerekçesiyle, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.3.Davalı ..., 6360 sayılı Yasa uyarınca davalı idarenin husumet ehliyetinin olmadığını, ayrıca Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı davanın tarafı olmadığından taraf teşkilinin tamamlanmadığını, işin esası yönünden taşınmazın neden tescil harici bırakıldığını, davacı yararına imar-ihya ve zilyetlik ile mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılmadığını, kaldı ki eldeki davanın tescil davası niteliğinde olduğu ve davalılar yasal hasım olduğundan aleyhlerine yargılama giderine hükmedilemeyeceği hüküm altına alındığı halde, davalılar aleyhine yargılama giderine hükmedildiği gerekçesiyle, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Müdahil ...’ın temyiz itirazları incelendiğinde, toplanan deliller ve mahallinde alınan beyanlardan, dava konusu taşınmazın davacı ve müdahil tarafından miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak müşterek tasarruf edildiği yönündeki iddianın ispat edilememiş olduğunun anlaşılmasına göre müdahil ...’ın sübuta ermeyen davasının reddi isabetli olup, asli müdahilin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmemiştir.
3.3.2. Davalı Hazine ile davalı ... Başkanlığının temyiz itirazlarına gelince Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, taraf teşkili tamamlanmadan karar verildiği gibi, işin esasına ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemenin de yeterli olduğundan söz etmek mümkün değildir.
3.3.3. Bilindiği üzere 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava, Hazine ve Efeler Belediye Başkanlığına husumet yöneltilerek açılmış ise de, karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Aydın ili Büyükşehir Belediye Başkanlığı statüsüne kavuşturulmuş olup, içindeki tescil harici taşınmazlar için açılacak tescil davalarında ilçe belediyeleri yanında büyükşehir belediyeleri de yasal hasım konumundadırlar. Ne var ki, Mahkemece 6360 sayılı Kanun hükümlerine göre Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davaya dahil edilmesi gerektiği gözden kaçırılmıştır. Taraf teşkilinin sağlanması 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerektiği halde taraf teşkili sağlanmadan işin esası yönünden karar verilmesi isabetsizdir.
3.3.4. Öte yandan Mahkemece yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanakları ve eki dayanaklar ile denetlenmemiş, özellikle komşu parsellere revizyon gören vergi kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmazın yönünü ne okuduğu üzerinde durulmamış, bir taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcını ve sürdürülüş biçimini belirlemede en etkili yöntem olan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Kaldı ki taşınmazın önceki niteliği göz önüne alındığında 3402 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca kesinleşmiş imar planı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmemiş, keşif sırasında alınan beyanlardan dava konusu taşınmazın toprak taşınmak suretiyle zeminin doldurulduğu belirtilmiş olmasına rağmen, davacının çekişmeli taşınmaz üzerinde nasıl bir imar-ihya faaliyeti yürüttüğü, davacının çekişmeli taşınmaza sadece toprak doldurmak suretiyle mi faaliyette bulunduğu, yoksa diğer imar-ihya faaliyetlerini tamamlamak üzere toprak mı doldurduğu ve taşınmazın toprak doldurulmak suretiyle niteliğinin değiştirilip değiştirilmediği değerlendirilmemiş, zilyetliğin şekli ve süresi ile imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı hususunda son derece soyut nitelikteki bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak da karar verilemez.
3.3.5. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle davacıya; davasını, davada yer almayan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı; bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, ardından dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin (özellikle vergi kayıtları) ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli; dava konusu taşınmazın imar planına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyeden sorularak, imar planının onaylı bir örneği dosya arasına celbedilmeli; ayrıca taşınmaza ilişkin eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden ya da taşınmazın dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının kesinleşme tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalıdır.
3.3.6. Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeolog bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu kadastral parsellerle karşılaştırmalı olarak değerlendiren ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden taşınmazın dere yatağı olup olmadığına ve dereden kazanılıp kazanılmadığına ilişkin rapor alınmalı, gerektiğinde taşınmazın muhtelif yerlerine yeterli derinlikte çukur açılmak suretiyle alınacak karot numuneleri laboratuvar ortamında değerlendirilerek taşınmazın öncesinin dere yatağı olup olmadığı, sonradan toprak doldurulup doldurulmadığı, diğer bir deyişle toprak doldurmak suretiyle mi kazanılmaya çalışıldığı hususlarını raporunda açıklaması istenilmeli, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafı ve ortofoto üzerinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, Menderes Nehrinin dere yatağını, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli; zilyetlikle kazanma şartlarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Öte yandan dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu halde karar başlığında davanın yanıltıcı olarak tapu iptali ve tescili olarak gösterilmesi dahi isabetsizdir.
Ayrıca karar başlığında bulunması gereken tüm bilgilerde olduğu gibi davanın adı da doğru şekilde gösterilmelidir.
V. SONUÇ
1- Müdahil ... vekilinin temyiz itirazları yönünden, yukarıda hükmün (IV/ 3.3.1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 49,30 TL onama harcının müdahilden alınmasına,
2- Davalı Hazine ile davalı ... Başkanlığının temyiz itirazları yukarıda hükmün (IV/ 3.3.2, IV/ 3.3.3, IV/ 3.3.4, IV/ 3.3.5, IV/ 3.3.6) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı ... tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.