Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4836 E. 2022/5917 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tapu iptali ve tescil davasına ilişkin hükmün, davacıların soyadlarının ve iptal edilen paylardan arta kalan payların akıbetinin belirtilmemesi nedeniyle yeterince açık olup olmadığı ve tavzih talebinin reddinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmün infazı kabil ve tereddüde mahal bırakmayacak şekilde açık olması gerektiği, ancak somut olayda hükmün davacıların soyadları ve arta kalan payların paylaşımı hususunda eksiklik içermediği, bu nedenle tavzih talebinin reddine dair hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddiyle, yerel mahkemenin tavzih talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVALILAR : EMİNE KEVSER ÖZTÜRK V.D.

DAVA TÜRÜ : TAVZİH - TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen hükmün kesinleşmesinden sonra davacı ... mirasçısı ... tarafından tavzih talebinde bulunulması üzerine, talebin reddine ilişkin olarak verilen ek karar, davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, Çatalca ilçesi, Subaşı köyü kadastro çalışma alanında bulunan çekişmeli 349 parsel ile dava dışı 1013 parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murislerinden intikal eden yerler olduğunu, tarafların murisleri .... ile ... arasında 50 yıl önce yapılan taksim sonucunda dava konusu 349 parselin davacıların murisi ...'e, 1013 parselin ise davalıların murisi ...'e isabet ettiğini, taksime göre bu iki parça yerin yaklaşık elli yıldır ayrı ayrı kullanıldığını, buna rağmen kadastro sırasında her iki taşınmazın da davalılar adına tespit gördüğünü ileri sürerek, davalılar adına tapuda kayıtlı çekişmeli 349 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile hisseleri oranında davacılar .... varisleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, çekişmeli 349 parsel ile dava dışı 1013 parsel sayılı taşınmazların davalılar murisi ...'ya ait olduğunu, davacıların murisinin taşınmazda kayden yahut irsen hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.07.2011 tarihli, 1996/592 Esas, 2011/345 Karar sayılı kararıyla; davacıların murisi ...ile davalıların murisi arasında yapılan taksim neticesinde çekişmeli 349 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisine, dava dışı 1013 parselin ise davalıların murisine isabet ettiği, adı geçenlerin taşınmazları ölünceye kadar zilyetliklerinde bulundurduğu, murislerin ölümünden sonra mirasçılar tarafından malik sıfatıyla zilyetliğin nizasız ve fasılasız devam ettiği, yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklarca bu hususun doğrulandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilerek; dava konusu Çatalca ilçesi, Subaşı köyü, 349 parsel sayılı taşınmaz 20 pay kabul edilerek 17 paya ilişkin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 5 payının davacı ..., 3’er payının davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Onama Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20.02.2014 tarihli ve 2013/13884 Esas, 2014/2841 Karar sayılı kararıyla davalının temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır.

3. Mahkeme Kararına Karşı Tavzih Talebinde Bulunanlar

Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı ... mirasçısı ... vekili tarafından hükümde taşınmazın 20 pay kabul edildiğini, 17 payın davalılar adına olan kaydının iptaline karar verildiğini, iptal edilen payların kimler adına nasıl tescil edileceğinin açık olarak belirtilmesi gerektiğini, ne var ki hüküm yerinde bir kısım davacıların soy isimlerinin belirtilmediğini, ayrıca iptal edilen paylardan sonra kalan 3 payın davalılar arasında hangi oranlarda tescil edileceğine ilişkin hüküm bulunmadığı ileri sürülerek, karar kesinleştikten sonra 19.03.2019 havale tarihli dilekçe ile tavzih talebinde bulunulmuştur.

4. Tavzih Kararı

Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli ve 1996/592 Esas, 2011/345 Karar sayılı ek kararıyla; tavzih talebinin reddine hükmedilmiştir.

5. Mahkemenin Tavzih Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... mirasçısı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

6. Temyiz Nedenleri

Davacı ... mirasçısı ... vekili hükmün yeterince açık olmadığını, zira Yerel Mahkemece, hüküm kısmında sadece davacı adları ile yetinilip davacıların soy adlarının belirtilmediğini yine taşınmazın toplam 20 pay kabul edildiği ve 17 payının iptaline karar verildiğini, ne var ki kalan 3 payın davalılar adına ne şekilde tescil edileceğinin belirtilmediğini, buna rağmen Yerel Mahkemece tavzih talebinin reddedildiğini, bu kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

7.Gerekçe

7.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemi üzerine verilen kararın tavzihi istemine ilişkindir.

7.2. İlgili Hukuk

7.2.1. 6100 sayılı HMK'nın 304. maddesinde "(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, Mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." şeklindeki hükmün tashihi; 305. maddesinde de "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müesseseleri düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 306. maddesinde de "Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme, tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar."

7.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır." hükümleri düzenlenmiştir.

7.3.Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün infazı kabil ve tereddüte mahal bırakmayacak nitelikte bulunmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Davacı ... mirasçısı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan tavzih talebinin reddi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.