"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- KARAR -
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 108 ada 14 ve 110 ada 22 parsel sayılı taşınmazların müvekkili tarafından 40 yıldır kullanıldığını ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların 1. derece doğal sit alanında kaldığından bahisle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, emsal davaların şahıslar lehine sonuçlandığını, dava konusu taşınmazların sit alanının dışında olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle özel mülkiyete konu olamayacağını ayrıca davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Boğaziçi köyü tüzel kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.
3. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 1. derece doğal sit alanı içerisinde bulunması sebebiyle özel mülkiyete konu olamayacağını ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, davann reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/06/2015 tarihli, 2014/90 Esas, 2015/192 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların herhangi bir sit alanı içerisinde kalmadığı, özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, taşınmazların davacı tarafından 50-60 yıldan uzun süredir toprak işlemesi yapılarak kullanıldığı, her ne kadar dava konusu 110 ada 22 parsel sayılı taşınmazın hali hazırda tarım yapmaya müsait olmadığı, taşınmazın büyük kısmında taşlıklar olduğu gözlemlenmiş ise de, dosya arasına alınan bilirkişi raporlarından, taşınmazda 2004 yılına kadar kuru tarım yapıldığı, ancak 10 yıldır taşınmazdaki taş teras duvarların ve taşınmazın toprak yapısının, meteorolojik olaylar, yaban hayat hayvanlarının yarattığı olumsuzluklar ve taşınmazın kullanılmaması sebebiyle bozulduğu ancak taşınmazın bulunduğu bölge çok eski yerleşim yeri olup, taşınmazda taş kullanılarak kuru duvar tekniği ile teraslama çalışması yapıldığı ve taşınmazın bu şekilde imar-ihya edilerek kuru tarıma elverişli hale getirildiği, taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, dava konusu 108 ada 14 ve 110 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27/03/2019 tarih, 2016/6105 Esas, 2019/2161 Karar sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle, dava konusu 108 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilişkin usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına; dava konusu 110 ada 22 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince, Mahkemece taşınmazın sit alanı dışında kaldığı ve davacı ... yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonucun dosya kapsamına uygun olmadığı, ziraat mühendisi bilirkişiden alınan raporda, dava konusu taşınmazın kuzey-güney yönünde %30-35 eğime sahip olduğu, yüzeyinin farklı çap ve hacimde kaya ve taş parçaları, yabancı otlar ve ağaççıklar ile kaplı olduğu, taşınmazda toprak işlemesinin bulunmadığı ve bakımsız olduğu, üzerinde 1 adet 20 yaşlarında yaban armudu ile 1 adet 20 yaşlarında zeytin ağacı bulunduğunun belirtildiği, keşif tutanağına yansıyan hakim gözleminde de, taşınmazın yaklaşık %30'un üzerinde eğimli olduğu, yer yer kayalık-taşlık yapıya sahip ve üzerinde uzun süreden beri kullanılmamaktan kaynaklı taşlıklar oluştuğunun tespit edildiği, ziraat mühendisi bilirkişi raporu, hakim gözlemi ve dosyada yer alan taşınmaza ait fotoğraflara göre, söz konusu taşınmaz üzerinde kazanmayı sağlayacak zilyetlik bulunmadığı ve keşifte beyanına başvurulan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanından da anlaşılacağı üzere, taşınmaz üzerinde daha önce yürütülen zilyetliğin de uzun süre önce terk edildiği, böylelikle bu taşınmazda davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerinde düzenlenen zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakta olup, Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 14/07/2020 tarihli ve 2019/320 Esas, 2020/64 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 108 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kararın, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27/03/2019 tarihli ve 2016/6105 Esas, 2019/2161 Karar sayılı kararıyla onandığı ve kesinleştiği anlaşıldığından, bu taşınmaz ile ilgili olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Dava konusu 110 ada 22 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın ise hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 110 ada 22 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline atalarından geldiğini, taşınmaz herhangi bir sit alanı içerisinde bulunmadığı için özel mülkiyete konu olabileceğini, zilyetliğin de hiçbir zaman terkedilmediğini, taşınmazda çok eskiden beri kısıtlı imkanlar, sınırlı ürün deseni ve geleneksel yöntemlerle, insan ve hayvan iş gücüyle mekanik aletler kullanılarak yüzeysel toprak işlemesi yapıldığını, bu yerde sulama imkanı olmadığı için sadece kuru tarım yapılabildiğini, taşınmazda teraslama çalışması yapılarak eğiminin azaltıldığını, ayrıca taşınmazın komşu parsellerle benzer özellikler taşıdığını, Türkiye gerçeklerinde her yerin Çukurova veya Konya Ovası gibi düz yapıya sahip olmasının beklenemeyeceğini, Mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılmadan, yalnızca 2 adet fotoğraf üzerinden değerlendirme yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
5.2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davanın vekil eden Belediyeye de yöneltildiğini ancak Mahkemece yalnızca davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, vekil eden Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bu yönüyle bozulmasına, gerek görülmediği takdirde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Muğla ili, Fethiye ilçesi, Boğaziçi Mahallesi çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 110 ada 22 parsel sayılı 4.012,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1. derece doğal sit alanında kaldığı gerekçesiyle, Hazine adına tarla vasfıyla tespit ve Kadastro Komisyon kararı uyarınca tescil edilmiştir.
Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemenin 09/06/2015 tarihli ve 2014/90 Esas, 2015/192 Karar sayılı kararıyla, dahili davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği ve hükmün bu yönüyle temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmış ise de; Mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama sonunda, ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilerek, vekalet ücreti yönüyle de hüküm fıkrasının 6. maddesinde, “... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan vekalet ücretinin, davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesi” şeklinde hüküm kurulmuş olmakla, maddi hata yapıldığı açık olup, bozma sonrası Mahkemece dahili davalı ... lehine/aleyhine herhangi bir hüküm de kurulmadığı, maddi hatanın düzeltilmesinin ise her zaman mümkün olduğu gözetilerek, dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
6.3.2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosya içeriğine ve Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı gereğince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
1. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/06/2015 tarihli, 2014/90 Esas, 2015/192 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 6. maddesinin 3. satırında yer alan “davalı Hazineden alınarak davacıya” kelimelerinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine, “davacıdan alınarak dahili davalı ... Başkanlığına” kelimelerinin yazılmasına ve bu karardaki MADDİ HATANIN BU ŞEKİLDE DÜZELTİLMESİNE,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda açıklanan nedenlerle reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın istek halinde dahili davalı ... Başkanlığına iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.