"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davalı ... temsilcisi ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...dava dilekçesinde özetle; hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği dava ve temyize konu taşınmaz bölümünün kendisine babasından kaldığını, taşınmazda tarla tarımı yaptığını, taşınmaz eklemeli şekilde kendi zilyetliğinde bulunmasına rağmen taşınmazın kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakıldığını ileri sürerek, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz bölümün Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Dahili davalı Kesmetaş Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiş; bilahare köy muhtarı ... 15.09.2003 tarihli keşifteki beyanında, dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu, taşınmazın davacıya babasından kaldığını ve 20 yıldır davacı tarafından kullanıldığını belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.05.2010 tarihli ve 2002/166 Esas, 2010/128 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, ziraat mühendisi bilirkişi raporları ve taşınmaza ait hava fotoğraflarının incelenmesinden, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen dava ve temyize konu taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle;
Davanın kabulüne, fen bilirkişiler ... ile ....tarafından düzenlenen 05.11.2003 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 41.023,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümün tarla vasfı ile yargılama sırasında vefat eden davacı ...ın Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.05.2005 tarihli ve 2005/679 Esas, 601 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında, davacının mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. İlk Bozma Kararı
Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.03.2011 tarihli ve 2010/4399 Esas, 2011/1252 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, Şanlıurfa Kadastro Müdürlüğünün 19.01.2006 tarihli ve 260/134 sayılı karşılık yazılarına göre, dava konusu taşınmazın 1976 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında, 766 sayılı Yasa’nın 2. maddesi gereğince tapulama harici bırakıldığı, bu nitelikteki yerlerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulünün gerekeceği ancak bu hususta yapılan araştırmada 1976 ila 1982 arasında iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, dava konusu taşınmaza komşu 110, 192 ve 193 sayılı parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin hükmen oluştuğu anlaşıldığı halde, bu parsellere ait hüküm dosyaları ile Bozova Kadastro Mahkemesinin 1976/268 Esas sayılı dosyasıyla davalı olduğu anlaşılan 191 sayılı parsele ait dava dosyasının aynı şekilde bulunduğu yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmediği belirtilerek, Mahkemece bu eksiklikler giderildikten sonra anılan parsellere kadastro sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ile hüküm dosyaları içerisinde yer alan teknik bilirkişilerin krokileri, hava fotoğrafları ve topoğrafik haritanın uzman üç harita mühendisi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu parsellere ait kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, hava fotoğraflarının streoskopik aletle üç boyutlu olarak incelenmesi, yapılacak inceleme ile hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere ve topoğrafik haritaya göre kabulüne karar verilen taşınmaz bölümünün kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikle bulunduğu, hangi tarihte imar-ihyanın tamamlandığı konusunda tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli raporların bilirkişilerden alınması, davacı ...ve babasının hangi tarihte dava konusu taşınmazın imar ve ihyasına başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, ne şekilde para ve emek sarf ettikleri, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, bundan ayrı, davacı ...açısından aynı zamanda belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanak ve eklerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar açısından gözönünde tutulması, TMK’nın 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davaları kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, mahkemece kamu yararına ilişkin hususların kendiliğinden araştırma ve inceleme kuralına tabi olduklarının düşünülmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İlk Karar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 03.04.2015 tarihli ve 2011/232 Esas, 2015/269 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, ziraat mühendisi bilirkişi raporları ve taşınmaza ait hava fotoğraflarının incelenmesinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen dava ve temyize konu taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle;
Davanın kabulüne, fen bilirkişisi Mehmet Arpacı ile harita mühendisi ... harita mühendisi.... ve harita Mühendisi ... tarafından düzenlenen 08.07.2014 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 41.024,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümün tarla vasfı ile yargılama sırasında vefat eden davacı
...ın Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.05.2005 tarihli ve 2005/679 Esas, 601 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında, davacının mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... temsilcisi, dahili davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.03.2019 tarihli ve 2016/6721 Esas, 2019/1434 Karar sayılı kararıyla; “6100 sayılı HMK'nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC kimlik numaraları, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi gerektiğinin düzenlendiği, belirtilen yasa hükmüne göre tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karar başlığında eksiksiz olarak gösterilmesinin zorunlu olduğu, belirtilen şekilde düzenlenmeyen ve zorunlu yasal unsurları ihtiva etmeyen kararın temyiz denetiminin yapılabilmesinin mümkün olmadığı, somut olayda, davacı ...’ın yargılama sırasında 23.04.2005 tarihinde vefat ettiği, tüm mirasçıları davacı sıfatıyla davada yer aldıkları halde, gerekçeli karar başlığında davacı sıfatıyla ölü ...ve ...'ın mirasçılarından ...’ın yer aldığı, diğer mirasçı davacıların ise gerekçeli karar başlığında gösterilmediği, bu nedenle Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı şekilde karar oluşturulmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Bozova Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 27.02.2020 tarihli ve 2019/458 Esas, 2020/187 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, ziraat mühendisi bilirkişi raporları ve taşınmaza ait hava fotoğraflarının incelenmesinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen dava ve temyize konu taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle;
Davanın kabulüne, fen bilirkişisi ... ile harita mühendisi ..., harita mühendisi ...ve harita Mühendisi ... tarafından düzenlenen 08.07.2014 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 41.024,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümün tarla vasfı ile yargılama sırasında vefat eden davacı Mahmut Fırat'ın Şanlıurfa Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.05.2005 tarihli ve 2005/679 Esas, 601 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında, davacının mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı ... temsilcisi ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1. Davalı ... temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermek için yeterli olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının da hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek, re’sen göz önünde bulundurulacak sebeplerle birlikte kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
8.2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermek için yeterli olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1975 yılında Şanlıurfa ili, Bozova ilçesi, Kesmetaş köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, 766 sayılı Yasa’nın 2. maddesi gereğince tescil harici bırakılmıştır.
Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ... temsilcisi ile dahili davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.052,60 TL bakiye onama harcının dahili davalı ... Başkanlığından alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.