Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5037 E. 2022/6457 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususlara tam olarak uymayarak, özellikle hava fotoğrafları ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermeden eksik araştırma ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 101 ada 46 parsel sayılı taşınmaz, müvekkili tarafından nizasız ve fasılasız şekilde 35-40 yıldır kullanılmasına rağmen kadastro tespiti sırasında taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazda herhangi bir kişinin hakkı bulunmamakla birlikte, hak iddiasında bulunanın da olmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin doğru şekilde yapıldığını, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Eruh Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.07.2014 tarihli ve 2013/18 Esas, 2014/118 Karar sayılı kararıyla; 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi gazetede yayınlanan 2014/564 sayılı karar uyarınca, dava konusu taşınmazın bulunduğu ..... köyünün, Siirt ili, Merkez bucağına bağlandığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. ve 19. maddeleri gereğince; Mahkemenin yetkisizliğine, Siirt Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmiş; karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Yetkisizlik kararı üzerine, Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 14.05.2015 tarihli ve 2014/914 Esas, 2015/428 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından dava konusu 101 ada 46 parsel sayılı taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin dava konusu edildiği ve taşınmazın nizalı bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, dava konusu 101 ada 46 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişi ..... tarafından hazırlanan 26.06.2014 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 32.909,91 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 19.942,77 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin yeni parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli ve 2015/21166 Esas, 2017/6616 Karar sayılı ilamıyla; “ Dava konusu taşınmazın niteliğinin Mahkemece kesin olarak belirlenmediği, taşınmaz üzerindeki zilyetlik durumunun araştırılmadığı, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmadığı, tek ziraat mühendisi tarafından düzenlenmiş olan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği belirtilerek, doğru sonuca ulaşılabilmesi için dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafının Harita Genel Komutanlığından getirtilmesi, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıklar, önceki bilirkişi dışında ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması; yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, tarım alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında bilgi alınması, 3 kişilik uzman ziraat bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazların toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; dava konusu taşınmaz bölümleri hava fotoğraflarında işaretlenmek suretiyle bu yerlerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunun, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesinin istenilmesi, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 21.10.2020 tarihli ve 2018/85 Esas, 2020/510 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonunda, bilirkişilerden aldırılan raporlar ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen nizalı bölümleri üzerinde, jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporuna göre, 2002 yılında tarımsal faaliyet olmadığı, 1984 yılında ise (B) harfi ile gösterilen bölümün evvelinde imar-ihya edildiği, taşınmazın tarla görünümünde olduğu ancak (C) harfi ile gösterilen bölümün evvelinde imar-ihya edilmediği, taşınmazda seyrek bir bitki örtüsü olduğunun anlaşıldığı, ziraat bilirkişi kurulundan alınan rapora göre ise, (B) harfi ile gösterilen bölümün uzun yıllardır kullanılmadığı, (C) harfi ile gösterilen bölümün ise 10-15 yıldır kullanıldığının anlaşıldığı, bu durumda dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli bulunmadığını, ziraat bilirkişi kurulu raporu ile jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmasına rağmen çelişkinin Mahkemece yöntemince giderilmediğini, bozma öncesi jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan raporda, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde 1973 ve 1984 yıllarında tarımsal faaliyet olduğu, taşınmazların bu tarihlerde imar-ihya gördüğünün belirtildiğini, bozma sonrası jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan raporlarda ise adı geçen rapora göre aksi ifadeler yer aldığını, Yargıtay bozma ilamında dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları dosya arasına alınarak, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye inceleme yaptırılması gereğine değinildiği halde, Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda Siirt ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 46 parsel sayılı 235.626,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, ekonomik yarar sağlanmasının mümkün olduğu gerekçesiyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir.

Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.2. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”

6.3. Değerlendirme

Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın, dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporlarında (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleri üzerinde, davacı taraf lehine iktisap koşullarının oluşmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma kararının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.

Hükmüne uyulan bozma kararında; dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin niteliğinin ve kullanım durumunun ne olduğu hususunda hava fotoğrafı incelemesi yaptırılması gereğine değinilmiştir. Bozma öncesi jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan 17.07.2014 havale tarihli rapor incelendiğinde, 1973 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarında, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen nizalı bölümlerinin imar-ihya görmüş olup, tarım arazisi vasfında olduğu belirtilmiş; bozma sonrası jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan 14.11.2018 havale tarihli raporda yalnızca 1984 yılına ait hava fotoğrafının değerlendirmeye alındığı, 1984 yılında dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen nizalı bölümlerinden, (B) harfi ile gösterilen bölümde taşlık ve çalılık gibi ham toprak emarelerine rastlanılmadığı, taşınmazda herhangi bir bitki örtüsünün bulunmadığı, taşınmazın evvelinde imar-ihya gördüğü ve tarla vasfında olduğu; (C) harfi ile gösterilen bölümde ise seyrek bir bitki örtüsünün bulunduğu, taşınmazın evvelinde imar-ihya görmediği belirtmiş; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan 07.10.2019 havale tarihli rapor incelendiğinde, dosya arasına alınan 2002 ve tespit sonrasına ilişkin 2008 tarihli hava fotoğraflarında, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen nizalı bölümünün, topoğrafik açıdan seyrek bir bitki örtüsü görünümünde olduğu belirtilmiş; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan 23.09.2020 havale tarihli rapor incelendiğinde ise, 2002 yılında dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen nizalı bölümlerinde tarımsal amaçlı olarak faaliyet yapıldığına dair herhangi bir emare, ekim, dikim, sürüm vs. faaliyetine rastlanılmadığı ve taşınmazlarda imar-ihya çalışması yapılmadığı, 2008 yılında ise (B) harfi ile gösterilen bölüm içerisinde kısmen kullanılan yerler olduğu, bu kısımların ilgili fotoğraf üzerinde işaretlendiği, taşınmazın kalan bölümlerinin ise ham toprak niteliğinde olduğu, (C) harfi ile gösterilen bölümün ise 2002 yılından sonra imar-ihya edilmeye başlanıldığı, taşınmazın %90 oranında sürülü olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, Mahkemece söz konusu bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamış; bozma sonrası 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan aldırılan 16.07.2018 havale tarihli raporda, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünde yaklaşık 10-15 yıldır tarım yapılmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporundaki değerlendirmeler de göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmaz bölümlerinde zilyetliğin terkedilip edilmediği hususunda araştırma da yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, teknik bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve önceki bilirkişiler dışından seçilecek 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulunun katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla kullanıldığı, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinde zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği, zilyetliğe ara verilip verilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı olarak ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle ve taşınmazın geri kalan bölümüyle karşılaştırmalı olarak, nizalı taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı, eğimi ve bitki desenini açıklayıp tarımsal niteliğini bildiren, taşınmazların iradi terke konu olup olmadığını açıklayan, her bir taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, önceki ziraat bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kuruluna dosyada mevcut stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin özellikle 1984 yılındaki niteliği ile kullanım şekli ve süresinin ne olduğunu, taşınmazlarda zilyetliğe ara verilip verilmediğini açıklayan, dosyada mevcut diğer jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporlarını irdeleyerek çelişkiyi giderir şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.