Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5051 E. 2022/6950 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Terekedeki taşınmaz üzerinde elbirliği mülkiyeti bulunduğu ve davacının mirasçılardan sadece biri olduğu, dolayısıyla tek başına dava açma ehliyetinin olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı usulden reddetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 194 ada 19 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptaliyle adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... ve ... cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16/12/2015 tarihli ve 2014/112 Esas, 2015/349 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli 194 ada 19 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 28.09.2015 tarihli rapor ve ekindeki 5 no.lu krokide (B) harfi ile gösterilen sarı renk ile boyalı 548,99 metrekare yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, ... yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2019 tarihli, 2019/3681 Esas ve 2019/7256 Karar sayılı kararıyla; “İştirak halinde mülkiyet hükümleri gereğince, davacının terekeye göre üçüncü kişi konumunda olan davalılara karşı, çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmasına hukuken olanak bulunmadığından, aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.09.2020 tarihli ve 2020/5 Esas, 2020/172 Karar sayılı kararıyla, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı, temyiz dilekçesinde, mirasçılar arasında Fethiye Noterliği nezdinde yapılan taksim sözleşmesinin bulunduğunu, taksim hususunun gerektiği takdirde kolluk marifetiyle Mahkemece araştırılması gerektiğini, çekişmeli taşınmaz bölümünün kendisine müstakilen ait olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1 Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu Seydikemer ilçesi/Söğütlüdere Mahallesi çalışma alanında bulunan 194 ada 19 parsel sayılı 1.709,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mezarlık vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra tashihen devir nedeniyle Muğla Büyükşehir Belediyesi adına tescil edilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. HMK’nın 114. maddesinde dava şartları;

“a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.

b) Yargı yolunun caiz olması.

c) Mahkemenin görevli olması.

ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.

d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.

e) Dava takip yetkisine sahip olunması.

f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.

g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.

ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.

h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.

ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.

i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.

(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

6.2.2. HMK’nın 115. maddesi ile de “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, Mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesi yapılmıştır.

6.2.3. Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya Yasa'da gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

6.2.4. Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesi “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 702/2. maddesi, “Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir” hükmünü taşımaktadır. Ne var ki bu kural, uygulamada yumuşatılarak, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 11.10.1982 tarihli, 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla, bir ortağın tek başına dava açabileceği; ancak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararına uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.