Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5072 E. 2022/6948 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlik ve tapu kaydının taşınmazı kapsayıp kapsamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dayandığı tapu kaydının gayrisabit hudutlu olması ve tapu miktarından fazlasının davacıya ait başka bir parsele revizyon görmesi, davalının tapu kaydının halen geçerli olması ve davacının çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatlayamaması gözetilerek, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Toprak Tevzi Komisyonunca oluşan Aralık 1955 tarihli ve 66 sıra numaralı kök tapu kaydından gelen 01.12.1955 tarih ve 289 sıra numaralı müfrez tapu kaydına dayalı olarak, 227 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bölümünün kendi zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., çekişmeli taşınmazın kendisine ait tapu kaydı kapsamında kaldığını ve davacının tutunduğu tapu kaydının kendi taşınmazı ile herhangi bir alakasının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.02.2012 tarihli ve 2009/79 Esas - 2012/9 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı tarafın ekonomik zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2013 tarihli ve 2013/11960 Esas - 2013/10645 Karar sayılı kararıyla “...3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesi uyarınca davacının tutunduğu ve tespite esas tapu kayıtlarının yöntemince taşınmaza uygulanması ve 3402 sayılı Yasa'nın tespit tarihinde yürürlükte bulunan 13/B-c maddesi uyarınca hukuki değerini koruyup korumadığı hususunun belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar Mahkemenin 14.03.2019 tarihli ve 2014/31 Esas - 2019/29 Karar sayılı kararıyla, davacının tutunduğu tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı, davalının dayandığı tespite esas tapu kaydının ise üç hudut itibariyle taşınmazı kapsadığı, davalının dayandığı tapu kaydının hukuki kıymetini de kaybetmediği, bu nedenle davacının zilyetliğine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece dayanak tapuların yöntemince taşınmaza uygulanmadığını, davacı tapusunun çekişmeli taşınmazı aynen kapsadığını, öte yandan zilyetliğin uzun yıllardır davacıda olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tapu kaydı nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edilen çekişmeli taşınmaz hakkında davacı tarafından, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendisine ait tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesinde;

(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesinde; tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakkında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır" hükümleri düzenlenmiştir.

6.2.2. Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Yerel Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, davacının dayandığı tapu kaydının gayrisabit hudutlu olduğu ve tapu miktarından fazlasının kendisine ait 227 ada 5 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü, davalının tutunduğu tapu kaydının halen ayakta olduğu ve davacının çekişmeli taşınmaz bölüm üzerinde zilyetliğini ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, bozma gereklerine uygun olarak araştırma yapılarak verilen usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.