Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5073 E. 2022/6564 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kadastro öncesi dönemde taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca kazanım koşullarını sağladıklarını gösteren delillerin toplanmış olması gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak verilen davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, çekişmeli taşınmazların babaları ...’un zilyet ve tasarrufunda iken ölümü ile mirasçılarına kaldığını, diğer kardeşlerinin taşınmazlardaki miras paylarını kendilerine verdiklerini, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu parsellerin hatalı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiklerini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle eşit paylarla adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazların üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 07.03.2014 tarihli ve 2012/130 Esas - 2014/69 Karar sayılı kararıyla, tanık beyanlarının davacıların dava konusu taşınmaza malik olduklarını gösterir nitelikte ve taşınmazların tescil edilmesi noktasında yetersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince “tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının temin edilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile keşif icra edilmesi, hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere inceleme yaptırılması, komşu 101 ada 109, 110, 116, 171, 106, 117 ve 183 parsel sayılı taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlenmesi, dayanak vergi kayıtlarının gerçek malikinin Hazine mi yoksa kayıtlarda ismi geçen şahıslar mı olduğu hususu üzerinde durulması, vergi kayıtlarında sınır olarak geçen emvali milliye tabiriyle neyin kastedildiği hususunun yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.07.2020 tarihli ve 2016/372 Esas - 2020/141 Karar sayılı kararıyla, taşınmazların kadastro tespit tutanağında geçen 1937 tarihli, 353 ve 354 tahrir sayılı vergi kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyduğu ve kapsadığı, ayrıca komşu taşınmazlara uygulanan 350,353 ve 354 sayılı vergi kayıtlarının yön itibariyle dava konusu taşınmazları okuyup doğruladığı, dava konusu taşınmazların kuru tarım arazisi vasfında olduğu ve davacılar lehine kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiye davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 108, 111, 114 ve 115 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle, davacılar Bilal çocukları .... ve ... adına eşit paylar oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacılar lehine iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucu ..... İlçesi, ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 108, 111, 114 ve 115 parsel sayılı sırasıyla 11.876,48; 6.087,94; 2.894,27 ve 2.495,06 metrekare yüzölçümündeki Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazlara yönelik açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki yazılı belgeler, mülkiyet belgesi olmayıp, ispat hukuku bakımından delil niteliği bulunan tasarruf belgeleridir. Kazanmayı sağlayan zilyetlik bakımından tek başına bir değer taşımazlar. Kazanma bakımından dayanılan vergi kaydının nazara alınması için vergi kaydı mükellefi ile zilyet arasında bağlantının kurulması gerekir. Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez (Sapanoğlu, S: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 373-374, Özmen, İ. /Çorbalı, H.: 3402 Sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 434, 435). "

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, bozma kararı gereğince araştırma ve inceleme yapılarak (IV-3) numaralı paragrafta yer verilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.