"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : YUSUFELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Artvin ili ...... ilçesi ..... Mahallesinde bulunan 123 ada 17 parsel ve 126 ada 73 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda gerek davacıların taşınmazları başında bulunmamasından dolayı gerekse mahalli bilirkişilerin yanlış beyanları sonucu davalı adına tespit olunduğunu, söz konusu taşınmazların davacıların babası olan .....'den kaldığını ve uzun zamandan beri davacılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi 07/11/2019 tarihli 2018/285 Esas - 2019/563 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 123 ada 17 ve 126 ada 73 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı 25.06.2020 tarihinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalının duyma yetisinin tamamına yakınını kaybetmiş olması ve yaşının ilerlemiş olması nedeniyle kendisini savunabilecek durumda olmadığını, Mahkemece bu durum takdir edilerek avukat tutması ya da vasi atanması için önel verilmesi gerekirken yargılamaya devam olunarak davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, dava konusu taşınmazların davalıya ait olmadığını, ancak sadece davacılara da ait olmadığını, davacıların dava konusu arazilerde 1/4 hisse sahibi olduklarını, davalının davacılara bu hissenin kirası olarak pirinç verdiğini, davacılar ile diğer ¾ hisse sahipleri arasında iştirak halinde mülkiyet olup olmadığı araştırılmadan davalı tarafından sunulan deliller değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek, usul ve yasaya aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin, 24/09/2020 tarihli 2020/341 Esas - 2020/329 Karar sayılı kararıyla; gerekçeli kararın davalıya 27/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu nedenle davalı yönünden istinaf başvuru süresinin 12/03/2020 tarihinde sona erdiği, pandemi nedeniyle yargıdaki süreler 13/03/2020 tarihinden itibaren durdurulmuş ise de, davalı yönünden istinaf süresinin, sürelerin durduğu 13/03/2020 tarihinden önce dolmuş olduğu, bu durumda HMK'nın 345. maddesi gereğince istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 345 ve 352/1-c mad. uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yargıtay kararları ışığında tebligatın usülsüz olduğunu, İstinaf Mahkemesinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle usulden reddine ilişkin kararının yasaya aykırı olduğunu, davalıya Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz oluğunu “ ..... tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi, gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır...” şeklindeki düzenlemelere rağmen davalının kapısına herhangi bir ihtar yapıştırılmadığı gibi tebligatı teslim alan kişinin adresinin de tebliğ mazbatasına işlenmediğini, bu sebeple yapılan tebliatın geçerli olmadığını ve esasa ilişkin olarak da istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi ve Yerel Mahkeme kararın bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup; uyuşmazlık konusu, istinaf isteğinin süreden reddi kararının isabetli bulunup bulunmadığına ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 92/2. maddesinde, "Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter."
345. maddesinde, "İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır. "
346. maddesinde; "(1) İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. (2) Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar."
7201 sayılı Tebligat Kanunun 3320 sayılı kanunla değişik 21. maddesinde, " kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse ( kaçınırsa), tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı,o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde,tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici ve kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır"
Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin değişik 1. fıkrasında da, " muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adresde bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu,yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinme halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir"
Tebligat Kanununun 32. maddesinde ise "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur. " hükümleri düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.