"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ESPİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince kesin olarak davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinafı üzerine, istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Giresun ili, ..... ilçesi, .... Mahallesinde yer alan 114 ada 3 parsel ile 115 ada 1 parselde tapuya kayıtlı taşınmazların davacılara ait olduğunu, aynı yer 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ...'e ait olduğunu, dava konusu 114 ada 3 parsel ile 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazların evveliyatında bir bütün iken kadastro çalışmaları sonrası ikiye bölündüğünü ve ortasından yol geçtiğini, ancak gerçekte yol olarak verilmeyen bir kısmın da yol olarak tescil edildiğini, bu şekilde davacılara ait olan 115 ada 1 parselin yola sınır olan yaklaşık 10-15 m2'lik kısımın davacıların rızası olmadan yola katıldığını, davacılar tarafından yıllardır yola katılan alanın nizasız ve fasılasız olarak tarla niteliğinde kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında aynı yerde 30-35 m2'lik kısmın da davalı ...'e ait 115 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklendiğini, bu yerin davalı ... ile ilgisi olmadığını ve davacıların kullanımında bulunduğunu ileri sürerek yol olarak tescil görmüş kısım ile davalı ... adına tescil edilen alanın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın murisi .....'den intikal ettiğini, diğer mirasçıların miras paylarını satın alarak taşınmaza malik olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan ev ve müştemilatların 150 yıl önce murisi tarafından inşa edildiğini, kadastroca yapılan tahdit ve tespitin doğru olduğunu, davacıların taşınmazın herhangi bir tecavüz olmadığını, davaya konu edilen kısmın 1,5 m. genişliğindeki 150 yıl önce inşa edilen evin damlalığı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece,115 ada 1 parselin yola sınır olan yaklaşık 10 m2'lik alan yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ...'e ait 115 ada 2 parsele yönelik davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili özetle, dava konusu 115 ada 2 parsele yönelik verilen ret kararı ve gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıkların açık ve net beyanları yerel mahkemece nazara alınmaksızın haklı davalarının reddine karar verildiğini, Yerel Mahkemece davacının beyan ve itirazlarının dikkate alınmadığını, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, itiraz dilekçelerinde ayrıntılı belirtildiği üzere bilirkişilerce ölçüm hatası yapıldığını, itiraz ettikleri bilirkişi raporunda dahi 6,95 m2.lik kısmın başvuru sahibi davacı tarafa eklenebileceği yönünde hesaplama ve değerlendirme yapılmasına rağmen yerel mahkemenin bu kısım yönünden de davanın tümden reddine karar vermesinin hiç bir haklı ve geçerli bir sebebi bulunmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kararın kesin olması nedeniyle HMK'nın 341. maddesi gereğince istinaf talebinin reddine dair verilen 26/02/2020 tarihli 2018/291 Esas, 2019/517 Karar sayılı ek karar, davacılar vekili tarafından 28/02/2020 tarihli dilekçe ile istinaf edilmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 07.09.2020 tarihli ve 2020/308 E., 2020/276 K. sayılı kararı ile; bilirkişi tarafından dava tarihine göre belirlenen dava değerinin hüküm tarihi itibariyle HMK'nın 341/2. maddesinde yazılı kesinlik sınırı olan 5.390.00 TL'nin altında olduğu, 28/07/2020 tarihinde resmi gazetede yayımlanan HMK ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. madde ile "Kadastro mahkemesinin veya 30 günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı HMK hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." düzenlemesi getirildiği, ancak somut olayda, gerek karar tarihi olan 18/09/2019 itibariyle gerekse iki haftalık istinaf süresinin dolumuna kadar, yürürlükte bulunan yasal düzenlemeye göre kararın kesin nitelikte olduğu, kesin olan karara yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulamayacağı, davacı tarafın istinaf talebinin reddine ilişkin yerel mahkemenin verdiği ek kararın yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin reddine yönelik ek karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin işin esası hakkında inceleme yapmadan karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile ve resen görülecek nedenlerle yerel mahkemenin ek kararının kaldırılması ile kısmen ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak bırakılan taşınmazın davacı adına kayıtlı parsele eklenerek tapuya tescili istemi ile kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Ancak, öncelikli uyuşmazlık temyiz incelemesine konu kararın değer itibariyle verildiği anda kesin olup olmadığı, bir başka anlatımla istinaf ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı yahut davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir; yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme huzuruna taşıma hakkı teminat altına alınmıştır. Mahkeme kararlarına karşı kanun yoluna başvuru hakkı adil yargılanma hakkının sac ayaklarındandır. Bu anlamda mahkemeye erişim hakkı kapsamında uyuşmazlığın etkin şekilde sonuçlandırılması ancak kanun yolu denetimi ile mümkündür. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararlarının denetim mekanizmasını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar, erişim hakkını ihlal edebilir.
3.2.2. 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro mahkemesinin veya askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Bahsi geçen 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesinin gerekçesinde de açıkça belirlendiği üzere, bu madde ile mevzu davaların mülkiyet hakkına doğrudan tesirinden ötürü ehemmiyeti gereği miktar ve değerine bakılmaksızın kanun yolu incelemesine tabi tutulması suretiyle etkin denetim mekanizması oluşturulması amaçlanmıştır.
3.3.2. Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuki belirlilik ilkesi, etkin denetim mekanizmasının oluşturulması gayesi ve 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesinin düzenleme amacı bir arada değerlendirildiğinde, tereddüde yol açan usul hükümlerinin aşırı şekilci olarak uygulanması neticesinde yasal denetim yollarının kullanımı önemli ölçüde etkileneceğinden, kanun yolu başvuru aşamalarının süren usul işlemlerinden olduğu, hükmün kesinleşinceye kadar geçirdiği derecâtın bir bütünü oluşturduğu hususları da göz önüne alındığında, 3402 sayılı Yasa'nın Ek 6. maddesinin henüz kanun yolu aşamasında olan dava dosyalarına, yürürlük tarihinden bağımsız olarak sirayet edeceği hususunun tereddütsüz olduğu anlaşılmaktadır.
3.3.3. Somut olayda, ilk derece mahkemesince kararın kesin olduğu gerekçesiyle ek karar ile istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş olması, Bölge Adliye Mahkemesince de kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış olan eldeki tapu iptali ve tescil davasında, ek kararın doğru olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi yukarıda değinilen yasal düzenlemeye aykırıdır.
Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken dava değeri gerekçe gösterilerek istinaf dilekçesinin esastan reddine karar verilmesi hatalıdır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 17/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.