Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5084 E. 2022/6753 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davasında, davacının taşınmazlar üzerinde yirmi yıl süreyle malik sıfatıyla zilyet olduğunu ispat edip edemediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde yirmi yıl malik sıfatıyla, davasız ve aralıksız zilyetliğini ispatlayamadığı, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde taşınmazlar üzerinde uzun süredir tarımsal faaliyet yapılmadığının tespit edildiği ve zilyetlik devir sözleşmesinin kadastro tespit tarihinden sonra yapılmış olmasının TMK m.713'e dayanılarak tapu iptali ve tescil talebini desteklemediği gözetilerek, mahkemenin davayı red kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ..... ilçesi .... köyünde bulunan 237 ada 1 ve 277 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ...'ye teyzesi ..... ve anne-babasından intikal ettiğini, Dimitri'nin taşınmazları 2013 yılında zilyetlik devir senediyle davacıya devrettiğini, TMK'nın 713. maddedeki şartların gerçekleştiğini ancak kadastro tespitinin Hazine adına yapıldığını ileri sürüp, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.10.2017 tarihli, 2015/12762 E.-2017/6949 K. sayılı kararı ile “... yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yeterli bulunmadığı Mahkemece, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilmesi, dava konusu taşınmazların başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından dava konusu taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup somut ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi, gösterilen sınırların fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın nizaya konu bölümlerinin tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve dava dışı bölümden nasıl ayrıldığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmesi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapar düzenlettirilmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.02.2020 tarihli 2018/18 E. – 2020/10 K. sayılı kararıyla; davacı ile ... arasında 20/08/2013 tarihinde davaya konu taşınmazlar bakımından zilyetlik devir sözleşmesi yapıldığı, dava konusu taşınmazlar üzerinde malik sıfatı ile davasız ve aralıksız 20 yılı aşkın süreyle, eklemeli olarak ekonomik amaca uygun zilyetliğin sürdürüldüğünün gerek keşif tutanağı ile dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarıyla gerekse ziraat bilirkişilerince mahkemeye sunulan bilirkişi raporuyla ispatlanamadığı, davaya konu 237 ada 1 parsel, 277 ada 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde keşif tarihinde tarımsal üretim yapılmadığı, bu taşınmazların üzerilerinin geven ve çalılarla kaplı olduğu, arazide yapılan incelemede taşınmazın toprak işlemesinin uzun süredir yapılmadığı, taşınmazların üstündeki bitki örtüsü deseninden tarımsal amaçla kullanıldığını gösteren herhangi bir bulguya rastlanılmadığının anlaşıldığı, kadastro tutanaklarının 29/05/2009 tarihinde kesinleştiği, zilyetlik devir sözleşmesinin tarihinin 20/08/2013 olduğu, dolayısıyla kadastro tesisi işleminin kesinleşmesinden yaklaşık dört sene sonra yapılan bu sözleşmenin yerindeliğinin TMK'nın 713. mad. dayandırılmasının hukuka uygun bulunmadığı, zira ilgili sözleşmenin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı ve tapudan malikinin kim olduğu anlaşılabilen taşınmazlardan olduğu, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edilmesi nedeniyle tarlaların artık kullanılamadığını, bu sebeple bilirkişi raporunda taşınmazların 10-15 yıldır tarımsal faaliyet yapılmadığının belirtildiğini, taşınmazların ...nin teyzesi ...tarafından kullanılırken teyzenin vefatı üzerine ...nin babası ve annesinin kullanmaya devam ettiğini, ...nin annesinin 1986, babasının 1990 yılında vefat ettiğini, bu tarihten kadastro tarihine kadar... tarafından arpa ekilmek suretiyle 50-60 yıl kullanıldığını, bilirkişi raporunda imar-ihyanın mevcut olduğu ancak imar-ihyanın kesin tarihinin tespitinin mümkün olmadığının belirtildiğini, çekişmeli taşınmazların makinalı tarıma elverişli olmadığını, tarım yapılırsa yöre ortalamasında ürün elde etme imkanı olmadığını, her yıl kullanılamadığı nadasa bırakılması gerektiğini, bu nedenle toprağın ekilmesinin dışında bu tür arazilerde büyükbaş-küçükbaş hayvan otlatmak suretiyle de ekonomik kazanım sağlandığını, davacının ailece taşınmazlar üzerinde küçükbaş hayvancılık yaptığını belirterek ve resen incelenecek nedenlerle hükmün bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Kadastro sonucu .... ilçesi .... köyü çalışma alanında bulunan 237 ada 1 parsel sayılı 1.508.71 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz baba adı bilinmeyen ......kullanımında olduğu ancak bu şahsın 25-30 sene evvel Yunanistan’a gittiği, zilyetliği terk ettiği belirtilerek tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 277 ada 1 parsel sayılı 2.537.17 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini düzenlemiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17/10/2022 tarihinde dava konusu taşınmazların değeri itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.