"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : HENDEK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babalar....'nun 08.04.2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakandan intikal eden fındıklık vasfında taşınmazın davalı adına tespit edildiğini ileri sürerek 1320 parselin tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili, nizalı parsele ilişkin tapu kaydının hükmen oluştuğunu, zamanaşımının dolduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2017 tarihli ve 2017/168 Esas, 2017/382 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın davalı tarafından açılan tapu iptal tescil davası ile adına 1990 yılında tescil edildiği, kök muris tarafından yasal 10 yıllık süre içerisinde hayatta iken taşınmaza ilişkin bir mülkiyet iddiasında bulunulmadığı, davalıların kök muris tarafından ileri sürülmeyen mülkiyet iddiasını 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra ileri süremeyecekleri ve 10 yıllık sürenin hak düşürücü nitelikte olup kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Kaldırma Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 05.07.2018 tarihli ve 2018/266 E., 2018/652 K. sayılı kararıyla; dava konusu 1320 parselin kadastro işlemine tabi tutulmadığı, hükmen ihdasen tescil edildiği, nizalı parsel kadastro çalışmaları sonucu oluşmadığından dayanak tescil dosyasının getirtilmesi, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerin toplanılması ve uyuşmazlığın esası bakımından değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasının isabetsiz olduğu belirtilerek, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.11.2019 tarihli ve 2018/334 Esas, 2019/354 Karar sayılı kararıyla; güçlü bir delil oluşturan tescil dosyasına karşılık keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları doğrultusunda dava konusu taşınmazın tarafların murisi ...'ya ait olduğunun, dava konusu taşınmazda bulunan fındık ağaçlarının muris tarafından dikilip yetiştirildiğinin, davalının babasıyla birlikte ağaçların bakımını yapıp mahsülünü topladığının beyan edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Sakarya ili, Hendek ilçesi, Kazimiye Mahallesi 1320 parselin davalı adına olan kaydının 2/6 hissesinin iptali ile 1/6 hissesinin davacı ..., 1/6 hissesinin davacı ... adına kayıt ve tesciline, kalan 4/6 hissesinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
4. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/142 Esas, 1987/603 Karar sayılı ilamının kesin hüküm teşkil ettiğini, hükmen tescil dosyasında ilanların yapıldığını, itiraz eden olmadığını, murislerinden kalmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber muristen kaldığının kabulü halinde mal kaçırma iradesinin kanıtlanamadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli ve 2020/346 Esas, 2020/455 Karar sayılı kararıyla; davacıların tarafı olmadığı ve kesin hüküm teşkil etmediği şüphesiz olan dosya arasında mevcut nizalı parselin hükmen tesciline ilişkin Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/142 Esas, 1987/603 Karar sayılı dosyasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların öncesi senetsiz olan nizalı taşınmazın mirasbırakan zilyetliğinde iken tescil dosyasının davacısı-inceleme konusu davanın davalısına devrettiği bildirildiğine, tescil davasına ilişkin araştırma ve incelemeler yapılarak 24/11/1987 tarihinde davanın kabulü ile taşınmazın tescil davasının davacısı-istinaf incelemesine konu dosya davalısı adına tesciline karar verildiğine, hüküm derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğine ve taşınmaz 18/01/1990 tarihinde davalı adına tescil edildiğine, mirasbırakan ölüm tarihine kadar tescile karşı çıkmadığına ve ölüm tarihinde taşınmazın terekede olduğu kabul edilemeyeceğine göre, taşınmazın öncesi itibariyle tapuya kayıtlı bulunmaması, davalı lehine güçlü delil teşkil eden dosyadaki belirlemeler ve aksinin ispat edilememiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar ayrı ayrı verdikleri temyiz dilekçelerinde özetle; ...’nun 5 kız ve 1 erkek evlattan oluşan 6 evladının mala ortak olması gerekirken muvazaalı işlemler ile erkek evladın korunduğunu, bu işlemin mahkeme önünde olsa da muvazaalı olma özelliğini koruduğunu, mahkeme içtihatları ve doktrinin de bu doğrultuda olduğunu ileri sürerek, kararının bozulmasını talep etmişlerdir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190/1. maddesi, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklindedir.
3.3. Değerlendirme
Sakarya ili, ... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 1320 parsel sayılı taşınmaz 7900 m2 yüz ölçümü ve fındık bahçesi vasfıyla 18/01/1990 tarihinde, Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/142 Esas, 1987/603 Karar sayılı ilamıyla davalı adına hükmen ihdasen tescil edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan ayrı ayrı alınmasına, 07.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.