Logo

1. Hukuk Dairesi2021/510 E. 2022/428 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yaptığı taşınmaz temlikinin muris muvazaası içerip içermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın tüm malvarlığını temlik etmesi, davacı ile arasının kötü olması ve taşınmazın değerinin yüksekliği gibi olgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, temlik işleminin gerçek amacının bakımdan ziyade mirasçılardan mal kaçırmak olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 19/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı.Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ortak mirasbırakan anneleri ...’un 25 ada 22 parsel sayılı taşınmazını davalıya ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini, muvazaanın bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2019 tarihli ve 2012/551 E.- 2019/631 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlanamadığı ve ölünceye kadar bakma akdinin ivazlı olması nedeniyle tenkise tabi olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, mirasbırakanın tüm mal varlığını davalıya devrettiğini, devrin muvazaalı olduğunu, tanıkların bunu beyan ettiğini, sözleşmenin geçerli olmadığını, tanıkların resmi senetle mirasbırakanın ehil olduğunu beyan etmediğini, resmi senedin yasanın öngördüğü şekilde düzenlenmediğini, kararın dosyadaki delillerle örtüşmediğini belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 22/12/2020 tarihli ve 2020/829 E.- 2020/1552 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri:

Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk:

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’un 25 ada 22 parsel sayılı taşınmazını 14/12/2010 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya temlik ettiği, üzerinde 2 katlı bina bulunan taşınmazın dava tarihindeki değerinin 400.000,00 TL olduğunun keşfen saptandığı, 1932 doğumlu mirasbırakanın 06/09/2012 tarihinde öldüğü geriye mirasçıları olarak çocukları; davanın tarafları ile dava dışı ...’nın kaldığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda, mirasbırakanın davacı ile arasının iyi olmadığı, başkaca taşınmazının bulunmadığı, dava konusu kıymetli taşınmazının bir kısmını verebilecekken tamamını temlik etmiş olmasındaki amacın kendisine baktırmak olmayıp diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu anlaşılmaktadır.

3.3.3. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 HMK'nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.