Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5125 E. 2022/7315 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi ve davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı tarafın başvurusunun kabulüne İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Büyükkalecik kasabası .... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 203 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Milli Parklar Müdürlüğüne ait olduğundan bahisle hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazın babasından intikal eden taşınmaz olduğunu, mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendisine kaldığını, taşınmaza zilyet olduğunu ileri sürerek, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili yargılama sırasında; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Afyonkarahisar 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.2020 tarih ve 2018/269 Esas - 2020/71 Karar sayılı kararıyla; Kadastro Kanunu'nun 14/1 mad. gereğince davacı yararına zilyetlikle kazanma şartlarının kadastro tespitinden önce oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli 203 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine Kocatepe tarihi sit alanında kaldığı ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı şerhinin eklenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu gayrımenkullerin zilyetlikle hususi mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmediğini, bilirkişi raporunda 203 ada 3 parselin tamamının 35-40 yıldır imar-ihya edilmiş olduğu kanaatine varıldığını, dinlenen bilirkişi ve şahitlerden davaya konu yerin geçmişte ne durumda bulunduğunu, taşlık, çalılık, meşelik gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve imar-ihyaya konu olabilen yerlerden olup olmadığının, imar-ihyaya konu edilmiş ise de ihyanın kim tarafından başlatıldığı veya hangi tarihte başladığını, imar-ihya tamamlanmışsa bu tamamlamanın ne zaman olduğu kim tarafından ne kadar süreden beri tasarruf edildiğini, etraflıca sorulup maddi vakıalara dayalı olarak açıklattırılmadığını, usulünce kadim mera araştırması yapılmadığını, bununla birlikte noksan tahkikat ve delillerin hatalı takdiri ile müddeabihin davacı adına tapuya kayıt ve tescili kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/686 Esas, 2020/721 Karar sayılı kararıyla, dava tarihi olan 31/10/2017 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği 30/01/2007 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1-b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, çekişmeli taşınmaza karşı Mahmut Karagöz tarafından Kadastro Mahkemesinde dava açıldığını, daha sonra parsel numarasının yanlış bildirildiğinin anlaşılması üzerine tutanağın olağan yollarla kesinleştirilmesi için Kadastro Müdürlüğüne gönderildiğini, 13.02.2013 tarihinde tutanağın kesinleştiğine dair şerh düşüldüğünü, hak düşürücü sürenin bu kesinleşme tarihi dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini belirtilerek, usul ve yasaya aykırı Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Bölge Adliye Mahkemesinin dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV.3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.