Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5167 E. 2022/7059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan birinin, terekeye dahil taşınmazlar üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ve kendi adına tescilini talep ettiği davada, diğer mirasçıların davaya dahil edilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye dahil taşınmazlar üzerinde elbirliği mülkiyeti bulunduğu ve davalıların terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olması sebebiyle, mirasçılardan birinin tek başına açtığı tapu iptali ve tescil davasının diğer mirasçıların haklarını da etkileyeceği ve bu nedenle tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi veya terekeye temsilci atanması gerektiği gözetilerek, eksik hususların giderilmesine imkan tanınmaksızın davanın usulden reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : GÖLPAZARI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların müvekkillerinin murisi olan anneleri ...’den geldiğini ancak kadastro tespiti sırasında taşınmazların müvekkillerinin amcaları...’nün eşi ve çocukları adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının müvekkillerinin miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davacıların murisi ...’den gelmediğini, taşınmazlarda ne davacıların murislerinin ne de davacıların malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunduğunu, taşınmazların evvelden beri müvekkillerinin ve murislerinin malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu, taşınmazların kadastro tespitinin doğru şekilde yapıldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gölpazarı Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli, 2017/84 Esas, 2019/44 Karar sayılı kararıyla; terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçının diğer mirasçı aleyhine tek başına miras payı oranında taşınmazın adına tescili istemiyle dava açabileceği ancak 3. kişiye karşı açılacak davalarda aynı iddianın dinlenilmesinin hukuken mümkün olmadığı, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiğinin açık olduğu, mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine de olanak bulunmadığı, bu durumda davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, Yargıtay'ın istikrar kazanan uygulamasının da bu yönde olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davada diğer mirasçıların davaya dahil edilmesinin zorunlu olmadığını, tüm mirasçıların aynı irade beyanını yansıtmasının mümkün bulunmadığını, eğer bu durum zaruri ise Mahkemece taraflarına bu hususta süre verilmesi gerekirken, böyle bir süre verilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarihli ve 2019/2061 Esas, 2020/1026 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, her ne kadar davacılar muris ... ... mirasçıları ise de muris ... ...'ın davacılar dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğunun dosya arasında bulunan veraset ilamından anlaşılmasına, yine dava konusu taşınmazların tapu kayıt malikleri olan davalılar ile davalıların murisi ...'ın muris ... ... mirasçısı olmadığı ve bu haliyle davacılar ile davalıların murisi ... terekesinin birbirlerine karşı 3. kişi durumunda bulunduğunun anlaşılmasına ve terekeye dahil bir taşınmaz için murisin mirasçılarından birinin tek başına 3. kişi olan davalılara ait tapu kaydının miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmasının mümkün olmamasına göre, Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içerisinde, davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların haksız şekilde davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ancak tüm ... mirasçıları dava açmaya yanaşmadığı için eldeki davanın yalnızca müvekilleri tarafından açılmak zorunda kaldığını, Mahkemece taraflarına terekeye temsilci atanması için süre ve imkan tanınmaksızın, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda ... ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 46; 110 ada 62; 113 ada 47, 53; 122 ada 14; 134 ada 2, 47, 76; 135 ada 59, 67, 89, 100, 128 ve 140 ada 62 parsel sayılı muhtelif yüzölçümdeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 110 ada 79; 113 ada 79, 94, 115; 118 ada 95; 121 ada 122, 196; 122 ada 20, 25, 49; 124 ada 20; 135 ada 156; 136 ada 13, 30 parsel sayılı muhtelif yüzölçümdeki taşınmazlar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştiraken ... mirasçıları adına; 118 ada 26 parsel sayılı taşınmaz, irsen intikal, taksim, ifraz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 135 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ....adına tespit ve tescil edilmiş; 106 ada 59 parsel sayılı taşınmaz ise irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştiraken ... mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare taşınmaz dava tarihinden önce kamulaştırma sebebiyle Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edilmiştir.

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.”

3.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu 106 ada 59 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer taşınmazlar yönüyle, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

3.3.2. Dava konusu 106 ada 59 parsel sayılı taşınmaz yönüyle ise; Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesine aykırı olarak, nihai karar yerine 12/07/2018 tarihli duruşma ara kararıyla, dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce kamulaştırılarak Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edilmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, verilen ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 26,30 TL harcın temyiz eden davacı taraftan alınmasına, 27/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.