Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5169 E. 2022/7385 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan birinin, terekeye dahil taşınmazın Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle açtığı tapu iptali ve tescil davasında aktif husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Elbirliği mülkiyetindeki terekeye dahil bir taşınmaz hakkında mirasçıların terekenin tamamı üzerinde hak sahibi olması ve terekeye dahil taşınmaza ilişkin olarak mirasçılardan birinin tek başına dava açamaması, diğer mirasçıların davaya dahil edilmemiş olması nedeniyle aktif husumetin bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ALTINTAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın değişik gerekçe ile reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacılar tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve ... müşterek dava dilekçelerinde özetle; dava konusu 132 ada 56 parsel sayılı taşınmazın murisleri Fadik’den geldiğini, taşınmazda kendilerinin de miras payı olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında taşınmazın davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tespit öncesi nedene dayalı olarak eldeki davayı açtığını, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, öte yandan dava konusu taşınmazın niteliği itibariyle Hazine taşınmazı olduğundan zilyetlikle de iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Altıntaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/10/2019 tarihli, 2019/16 Esas, 2019/108 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 01/06/1999 tarihinden, davanın açıldığı 22/03/2019 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, süresi içerisinde davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar müşterek istinaf dilekçelerinde özetle; Mahkemece delillerinin toplanmadığını, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin henüz kesinleşmediğini, taşınmazın tapu kaydına “cebren” şerhinin düşüldüğünü, bu hususta Altıntaş Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 07/10/2020 tarihli ve 2020/146 Esas, 2020/1072 Karar sayılı kararıyla; davacıların ..... mirasçıları oldukları iddiasıyla, dava konusu taşınmazın miras payları oranında adlarına tescili istemiyle eldeki davayı açtıkları, taşınmazın tapu kayıt maliki olan Hazinenin, ..... terekesine göre 3. kişi konumunda bulunduğu, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı, diğer mirasçı aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemiyle dava açabilirse de, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açmasının hukuken mümkün olmadığı, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre, topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği, mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine de olanak bulunmadığı, bu durumda eldeki davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, hal böyle olunca; Mahkemece, davanın belirtilen gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı; öte yandan, eldeki davada davalı, tapu kayıt maliki ... olduğu halde davacıların temsilcide hataya düşerek Altıntaş Kaymakamlığını davalı olarak gösterdikleri, ancak Mahkemece, davanın Hazine temsilcisi ile Hazine vekili huzuruyla görüldüğü, buna rağmen karar başlığında davalı olarak ... yerine davada taraf sıfatı bulunmayan Altıntaş Kaymakamlığının gösterilmesinin de doğru görülmediği gerekçesiyle; davacıların istinaf başvurusunun kamu düzeni gereği kısmen kabulü ile Altıntaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/10/2019 tarihli, 2019/16 Esas, 2019/108 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına; davacıların davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içerisinde davacılar tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar müşterek temyiz dilekçelerinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, eğer usul eksikliği var ise diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi için Mahkemece taraflarına süre verilmesi gerektiğini, kendilerinin muris .....’in mirasçıları olup eldeki davayı açmaya yetkili olduklarını, davada zamanaşımının da söz konusu olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda Kütahya ili, ..... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 56 parsel sayılı 25.412,09 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı uyarınca ziraate elverişli boş yer vasfıyla Hazine adına tespit ve 01/06/1999 tarihinde tescil edilmiştir.

Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde; “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.” dava şartı olarak sayılmıştır.

3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115/1. maddesinde; “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”

3.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115/2. maddesinde; “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.”

3.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

3.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı taraftan alınmasına, 10/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.