Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5190 E. 2022/7480 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait evin kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edilen parselde kalması nedeniyle tapu iptali ve tescil talep edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik şartlarının sağlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı red kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KAYSERİ 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Kayseri ili, .... ilçesi, ..... Mahallesinde bulunan 112 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, müvekkilinin Fransa’da yaşadığını, 2008 yılında yurt dışında iken köyünde kadastro çalışması yapıldığını, miras payı olarak müvekkiline düşen 2010 yılında da müvekkilinin yaptırdığı ev ve müştemilatın Hazineye ait 112 ada 46 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bırakıldığını belirterek, ev ve müştemilatının bulunduğu bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 112 ada 18 sayılı parsele eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Hazine adına yapılan tespitin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesine uygun olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde, davacının nizasız, fasılasız ve ekonomik amaca uygun zilyetliğinin de olmadığını, 15/12/2007 tarihli tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmayan davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davacının 2011 yılında taşınmaz üzerine ev yapmak suretiyle taşınmazı kullanmaya başladığının tespit edildiğini, diğer yandan taşınmazın 2009 yılında ağaçlandırma yapılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edildiğini, 2008 yılında yapılan tespitte taşınmazın 2009 yılına kadar 17 no.lu parsel sahibi Ali Adıbelli tarafından işgal edildiğini, bu kişi adına ecrimisil tahakkuk ettirildiğinin sabit olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/06/2019 tarihli ve 2018/2 E., 2019/298 K. sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlik koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 112 ada 18 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, ancak kendisine ait ev ve müştemilatın 112 ada 146 parsel içinde Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın öncesinde müvekkilinin murislerinin kullanımında olduğunu, 1974 yılından beri fiili olarak da müvekkili tarafından kullanıldığını, sadece belli dönemler boş kaldığını, ham toprak olmadığını, müvekkilinin ev ve müştemilatı olan kısmın 112 ada 146 sayılı parselde kaldığını, bu kısma ilişkin tapunun iptal edilerek 112 ada 18 parsele dahil edilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 21/10/2020 tarihli ve 2020/1186 E., 2020/1107 K. sayılı kararıyla; davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazineadına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, (IV/3) numaralı bentte yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcın temyiz eden davacıdan alınmasına 14/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.