"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; .... ilçesi .... Mahallesinde bulunan sınırları dava dilekçesinde gösterilen yaklaşık 40.000 metrekarelik taşınmazın davacı tarafından 25 yılı aşkın zamandır nizasız ve fasılasız zilyet olunduğunu, imar ve ihya edildiğini ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar Hazine temsilcisi ve ... vekili cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında özetle, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirtilerek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Besni 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/03/2015 tarihli ve 2013/244 Esas, 2015/152 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 19/03/2015 tarihli fen bilirkişi raporunun eki krokisinde (B) harfi ile gösterilen 17.436.32 metrekarelik yer ile (C) harfi ile gösterilen 7.200.06 metrekarelik yer yönünden davavanın reddine, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 12.410.09 metrekarelik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2018 tarihli ve 2016/4632 Esas, 2018/8253 Karar sayılı kararı ile; "yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yeterli olmadığı... dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulması, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni ilgili yerlerden sorulması ve mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 fen, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun huzuruyla yeniden keşif yapılması, çekişme konusu (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmesi sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmesi yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, iktisap edilebilmesi için emek ve masraf yapılarak tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiğinin dikkate alınması, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Besni 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/06/2020 tarihli ve 2019/42 Esas 2020/157 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine göre, davacı tarafın dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaza yirmi yıl süreyle aralıksız olarak zilyet olunması şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının 30 yıla yakın zamanadır dava konusu ettiği bölümleri kullandığını, ziraat bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu, önceki ziraat raporu ile çeliştiğini, hava fotoğraflarının bakıldığı yıllarda ağaçlar ve bağ omcalarının taşınmaz üzerinde yer aldığı ancak küçük olduğunu, ekilmeyen sürülmeyen zamanda çekilen hava fotoğraflarının incelendiğini, imar-ihyanın 1990 yılında tamamlandığını, gerek bozmadan önceki keşifte gerekse bozmadan sonraki keşifte dinlenilen tanık beyanlarına göre davacının iddiasını ispatladığını, tanıkların zilyetliğe ilişkin süre bakımından yanıldıklarını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümlerini düzenlemiştir.
Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26.30 TL onama harcının davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.