"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili ..... ilçesi ..... Mahallesinde bulunan 1968 parsel sayılı taşınmazın M.S.V Emekliler Muvazzafları..... Yapı Kooperatifinin 18/02/1957 tarihli ve 193/1206 sayılı kararı, Ankara ...... Noterliğinin 17/04/1955 tarihli ve 5724/5725 numaralı kurası mucibince, müvekkillerinin murisi .....'a isabet ettiğini, ancak taşınmazın davalılardan ...'un murisi, ....adına tescil edildiği Tapu Müdürlüğünce tespit edilerek, tapu kütüğünün beyanlar hanesine yolsuz tescil şerhinin konulduğunun bildirilmesi üzerine, davalı İdareye düzeltme başvurusunda bulunduklarını, ancak, davalılardan ...'un ayni hak iddiasında bulunarak düzeltme başvurusu yapmadığından, huzurdaki davayı açtıklarını belirterek yolsuz tescilin iptali ile müvekkillerinin murisi .....adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Kartal Tapulama Hakimliğinin 1976/379-95 E-K sayılı kararı ile, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesine göre müvekkilinin murisi adına tescil edildiğini, aynı Kanun'un 12. maddesine göre 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra dava açılamayacağından, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davanın kayıt maliklerine karşı açılması gerektiğini, müvekkili İdarenin taraf sıfatı olmadığını belirterek, husumet yokluğundan davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/03/2016 tarihli ve 2013/350 E. 2016/54 K. sayılı kararıyla; davalı ...'un murisi ....adına oluşturulan kaydın, tesis kadastro çalışmaları sırasında tanzim edilecek tutanağın pasif kayda dayandırılamaz ilkesine aykırı olarak oluşturulduğundan yolsuz tescil olduğu geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tescilin yolsuz tescil olması sebebiyle, sahibine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı, baştan itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı yenilik doğuran bir karar olmayıp, mevcut durumu saptayan nitelikte olduğundan, TMK'nın 1023 maddesindeki iyi niyet kuralları uygulanmayacağı gibi 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesindeki hak düşürücü süreninde uygulanmayacağı, taşınmazın davacıların murisi..... adına tespit edilip tapuya 1968 parsel olarak tescil edilmesine rağmen pasif kayıt uygulanmak suretiyle, davalının murisi adına tescil edildiği sübuta erdiğinden davanın, davalı Hazine yönünden reddine, diğer davalı yönünden davanın kabulüne, dava konusu İstanbul ili Pendik ilçesi ..... Mahallesinde bulunan 1968 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile veraset ilamlarındaki payları oranında ..... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21/11/2019 tarih 2016/17118 E. 2019/7599 K. sayılı kararıyla, Mahkemece davanın yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil istemine yönelik olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü, yolsuz tescilin varlığından söz edilebilmesi için tapu kaydının yolsuz olarak, kadastro tespit tutanağına aykırı biçimde oluşturulmasının gerektiği, somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1979 yılında kesinleştiği davacıların kadastro sırasında çekişmeli taşınmaza yanlış kaydın revizyon gördüğü iddiası ile açıkça kadastro tespitinden önceki sebebe dayalı olarak dava açtıkları, hal böyle olunca; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının oluştuğu 1979 yılından, davanın açıldığı 31/07/2013 tarihine kadar, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacılar vekilinin karar düzeltme talebi aynı Dairenin 11/06/2020 tarih 2020/960 E. 2020/1811 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen karar
İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2020/108 E. 2020/217 K. sayılı kararıyla; 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, davacıların söz konusu işlemden 2013 yılında Pendik Tapu Müdürlüğünün yazısı ile haberdar olduklarını, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesinde davacıların murisi ...adına kayıtlı olduğunu, kadastro tespiti sırasında hata yapılarak sehven davalıların murisi adına kaydedildiğini, bu durumun bilirkişi raporları ve evraklar ile sabit olduğunu, Mahkeme kararının yerinde olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre (IV.3) numaralı bentte yer verilen İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.