Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5400 E. 2022/7991 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin davacıya ait taşınmaza eklenerek tescili ile Hazine adına tescili istemlerinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Hazinenin, (B) parseli için Türk Medeni Kanunu'nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescil talebi olmasına rağmen, mahkemenin bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurmaması doğru görülmeyerek, bu kısımda hüküm bozulmuştur; ancak (A) parseli için zilyetlik koşullarının oluştuğunun tespit edilmesi ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yerinde bulunmaması gözetilerek, bu kısımda hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... dava dilekçesinde özetle; 283 ada 6 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın yola bakan kısmında ve güney kısmında bulunan yerlerin de zilyeliğinde bulunmasına ve bu yerler adına kayıtlı taşınmazın devamı niteliğinde olmasına rağmen bu yerlerin kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakıldığını ileri sürerek, bu taşınmaz bölümlerinin adına kayıtlı 283 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tesciline, ayrıca 283 ada 6 parsel sayılı taşınmazın güneyinde, kadastro paftasında yol olarak gösterilen kısmın paftada dere olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı 28.01.2016 tarihli celsede; taşınmazın doğusunda ve güneyinde bulunan taşınmaz bölümlerinin, adına kayıtlı taşınmaza eklenerek adına tesciline karar verilmesini istediğini, ayrıca her ne kadar dava dilekçesinde taşınmazın güneyinde, kadastro paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün dere olduğunu belirtmiş ise de bu yerin aslında yol olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz bölümlerinin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı adına kayıtlı taşınmazın yola bakan kısmından talep edilen yerin asfalt ile kaplı işlek yol olduğunu, taşınmazın güneyinden talep edilen yerin ise dere yatağı vasfında olduğunu ve bu yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile nizalı taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Çameli Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli, 2015/21 Esas, 2016/10 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişisinin beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, davacının hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerini dava konusu ettiği, ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde rastgele dikilmiş selvi ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın eğiminin %10’dan başlayıp % 50-60’lara kadar vardığı, bu eğimden dolayı herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmasının da mümkün olmadığı ve bu bölümde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ise yol vasfında olmayıp, davacının evinin önünde yer aldığı ve bu bölümün davacı tarafından 25-30 yıldır kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle,

Davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişilerin 07.10.2015 düzenleme tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 39,15 metrekarelik bölümün davacı ...'e ait 283 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek tapuya kayıt ve tesciline, aynı rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 147,42 metrekarelik bölüme ilişkin davanın reddine, davacının, adına kayıtlı 283 ada 6 parsel sayılı taşınmazın güneyinde, haritasında yol olarak gösterilen kısmın dere olarak düzeltilmesine ilişkin talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ... ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarihli 2016/8608 Esas, 2019/4004 Karar sayılı kararıyla; “ davanın, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda husumetin Hazine ile ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi gerektiği, yasal hasım konumundaki kamu tüzel kişileri davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, somut olayda, dava Hazine hasım gösterilerek açılmış olup, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince ilgili kamu tüzel kişilikleri olarak davada yer almaları gereken Çameli İlçe Belediye Başkanlığı ile Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmeleri gerektiğinin gözden kaçırıldığı, bu nedenle taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemeyeceği, öte yandan tescil davalarında TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince, keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesinin gerektiği belirtilerek, Mahkemece öncelikle yasal hasım konumundaki Çameli İlçe Belediye Başkanlığı ile ...'nı davaya dahil etmesi için davacıya süre ve imkan verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalılardan savunma ve delillerinin sorulması, bildirmeleri halinde delillerinin toplanması ve bundan sonra TMK'nın 713/4 ve 5. maddeleri uyarınca yasal ilanlar da yaptırılmak suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Çameli Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.06.2020 tarihli, 2019/82 Esas, 2020/92 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı ve yasal ilanların yapıldığı, mahallinde yapılan keşif sonrası dosya arasına aldırılan ziraat mühendisi bilirkişi raporuna göre, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde rastgele dikilmiş selvi ağaçlarının bulunduğu, taşınmazın eğiminin %10’dan başlayıp % 50-60’lara kadar vardığı, bu eğimden dolayı herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmasının mümkün olmadığı ve bu bölümde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ise yol vasfında olmayıp, davacının evinin önünde yer aldığı ve bu bölümün davacı tarafından 25-30 yıldır kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle,

Davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişilerin 07.10.2015 düzenleme tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 39,15 metrekarelik bölümün davacı ...'e 283 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 147,42 metrekarelik bölüme ilişkin davanın reddine, davacının, adına kayıtlı 283 ada 6 parsel sayılı taşınmazın güneyinde, haritasında yol olarak gösterilen kısmın dere olarak düzeltilmesine ilişkin talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harf ile gösterilen ve davacı adına kayıtlı taşınmaza eklenerek davacı adına tesciline karar verilen bölümün zeminde fiilen yol olduğunu, bu nedenle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, Mahkemece davanın tümden reddi ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesine ilişkin talepleri ile ilgili olarak Mahkemece hüküm kurulmadığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

2006 yılında Denizli ili, .... ilçesi, .... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümleri, yol olarak haritasında gösterilmiştir.

Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/6. maddesi; “Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.”

6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, hükme esas alınan 07.10.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından, bu bölüme ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

6.3.2. Hükme esas alınan 07.10.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmaz bölümünün 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş olmasına rağmen, Mahkemece, davalı Hazinenin bu talebi yönüyle olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması isabtesiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin hükme esas alınan 07.10.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından, reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA

2. Hükme esas alınan 07.10.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönüyle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları, kararın (IV/ 6.3.2) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.