Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5432 E. 2022/8519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, babasına ait olduğunu iddia ettiği taşınmazlar üzerinde Hazine adına kayıtlı tapunun iptali ve kendi adına tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, babasına ait olduğunu iddia ettiği taşınmazlara ilişkin bir tapu kaydı sunamadığı ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliğini ispatlayamadığı, ayrıca Hazine'nin uzun süredir malik sıfatıyla bu taşınmazları kullandığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; merhum babasının Tunceli’den ABD 'ye çalışmaya gittiğini, döndükten sonra .... mevkiinde büyük bir arazi satın aldığını, bu araziye fabrika kurmak istediğini ancak 1937-38 tarihlerinde vuku bulan olaylar nedeni ile bu araziye askeri kışla kurulması için krokiler çıkartıldığını, can güvenliği nedeniyle göç ettiğini ve göç edilen yerde öldürüldüğünü, babası adına çok daha önceden tapulu oldukları sabit olan taşınmazların hiç bir hukuki sebep yok iken Hazine adına yapılan tespitinin haksız olduğunu belirterek, 133 ada 4, 112 ada 3, 4 ve 133 ada 29 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile babasının tek mirasçısı olarak adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacının vefat etmesi nedeniyle davaya, mirasını vasiyetname ile bıraktığı mirasçısı ... devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazların mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu, 19/01/1938 tarihli 67 cilt, 1 sahife, 1 sıra no.lu tapu kaydına dayalı olarak tespit ve tescillerinin yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/04/2016 tarihli ve 2014/493 E. 2016/195 K. sayılı kararıyla; malik olduğu iddia edilen ..... ile davacının nüfus kaydında babası gözüken.....'ın aynı kişi olup olmadığının belli olmaması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30/05/2017 tarihli ve 2016/13854 E.-2017/1334 K. sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil davalarında davanın, iptali istenen kayıt malikine yöneltilmesi gerektiği çekişmeli 133 ada 4 parsel sayılı taşınmaz, dava dışı ..... adına tapuda kayıtlı olduğu halde dava, Hazine aleyhine açıldığından; Mahkemece davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken, esasa girilerek ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğu ancak ret kararı sonuç itibari ile doğru olduğundan hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına,

112 ada 3, 4 ve 133 ada 29 parsellere yönelik olarak ise Mahkemece öncelikle davacıya dayandığı tapu kaydını sunması ya da hangi tapu kaydına dayandığını bildirmesi için usulünce süre verilmesi, tapu kaydının sunulması ya da hangi kayıt olduğunun bildirilmesi halinde, tüm tedavülleri ile birlikte getirilerek dosya arasına konulması, bundan sonra mahallinde keşif ve uygulama yapılarak dayanak kaydın kapsamının belirlenmesi, tapu kayıt maliki ile anılan kayda dayanan kişi arasındaki ırsi ilişkinin her türlü delille ispatının mümkün olduğunun göz önünde bulundurulması, davacı tarafından kayıt sunulmadığı ya da süresi içinde hangi kayıt olduğu bildirilmediği takdirde ise mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/09/2020 tarihli ve 2017/341 E. 2020/405 K. sayılı kararıyla; tanık beyanları ile malik olduğu iddia edilen.... ile davacının nüfus kaydında babası gözüken ......'ın aynı kişi olduğu, davacının babasının adının ..... olduğu, ancak tüm dosya kapsamında yapılan inceleme, mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi beyanları, bilirkişi raporları ile dava konusu taşınmazların köy yerleşim alanları içinde olduğu, müştemilatlar dışında tarım yapılabilir nitelikte olduğu, bu taşınmazların 1936-38 yılları arasında köylünün kullanımda iken, Devletin kullanımı için terk edildiği, davacının iddia ettiği taşınmazlara ilişkin davacının babasına ait olduğuna dair tescile esas dayanak belge sunulmadığı, 1936-38 yıllarından bu yana ..... köyü ve Hazine tarafından malik sıfatı ile kullanıldığı, taşınmazların davacının babası ve eklemeli olarak davacı tarafından kullanılmak suretiyle zilyet ve malik olduğu hususu ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların öncesinde kendi murislerine ait iken hiçbir gerekçe olmadan Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ailesinin 1937-38 yıllarındaki olaylar neticesinde göç etmek zorunda kaldıklarını, bu nedenle kendilerine ait tapuya ulaşamadıklarını, bu hususun Mahkeme tarafından araştırılması gerektiğini, yerel Tapu Müdürlüğü ve Tapu Arşiv Daire Başkanlığının yeterli araştırmayı yapmadığını, Mahkeme tarafından resen refakate alınan yerel bilirkişilerin gerçeğe aykırı beyanlarını kabul etmediklerini belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti başlıklı 13/B maddesi "Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;

a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,

b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,

c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur..."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur."

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.