"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde sınırlarını belirtmiş olduğu taşınmazın 20 yılı aşkın bir zamandır davacı ve kardeşleri tarafından kullanıldığını, kendileri lehine zilyetlik koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazın davacı ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, aşamalarda taşınmazı kardeşleri .... ve ..... ile birlikte kullandıklarını belirterek Abdullah ve .... mirasçıları ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tescilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Özalp Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/04/2013 tarihli ve 2009/345 E. 2013/164 K. sayılı kararıyla; 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık süre içerisinde dava açılmadığında davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Özalp Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03/04/2014 tarihli ve 2014/585 E. 2014/3761 K. sayılı kararıyla; dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olup, kadastro tutanağı düzenlenip kesinleşen yerlerde 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağının düzenlendiği oysa ki, çekişmeli taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği ve tescil harici bırakıldığı öte yandan karar tarihinden sonra 30/03/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Van Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, olduğundan, tescil harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açma hakkını sınırlayan bir süre öngörülmediğine göre, Mahkemece öncelikle yasal hasım niteliğinde bulunan Özalp Belediyesi ile Van Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, daha sonra işin esasına girilip, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Özalp Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/09/2015 tarihli ve 2014/512E. 2015/502 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 29/07/2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 119.082,38 metrekare taşınmazın davacılar .... ve ..... mirasçıları ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Özalp Asliye Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28/11/2018 tarihli ve 2016/2843 E. 2018/7129 K. sayılı kararıyla; kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulmasının gerektiği, Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin isabetsizliğine değinilerek, sair yönler incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Özalp Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/10/2020 tarihli ve 2019/100 E. 2020/363 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 29/07/2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 119.082,38 metrekare taşınmazın davacılar ... ile Abdullah ve Yusuf Tasa mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Özalp Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
8.1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığı gibi 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirtilen belgesiz sınırının aşıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
8.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
8.3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacı lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.’’ hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Mahkemece, çekişmeli taşınmaza ilişkin davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tescilini talep etmiş, aşamalarda taşınmazı kardeşleri .... ve ..... ile birlikte kullandıklarını beyan etmesi üzerine ...... mirasçılarının tamamı ile ...... mirasçılarının bir kısmı davacı vekiline vekaletname vermek suretiyle davada kendilerini temsil ettirmiş olmalarına rağmen, ...... miraçsılarından ..... ve ....’in dosyada kendilerini vekil ile temsil ettirmedikleri gibi muvafakatlerinin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu eksiklik giderilmediği gibi, Mahkemece, bir taşınmazın niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini belirlemede en iyi yöntem hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğrafları incelemesi yaptırılmamış ve taşınmazın niteliğinin ne olduğu, öncesinin imar-ihyayı gerektiren yerlerden olup olmadığı belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilemez.
9.3.2. Doğru sonuca varılabilmesi için; Mahkemece öncelikle, ...... mirasçılarından ..... ve .....’in muvafakatlerinin alınması veya ..... terekesine temsilci tayin edilerek taraf teşkili sağlanmalı, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında olmaları ve imar planının dava tarihinden önce kesinleşmiş olması halinde imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celp edilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli,
9.3.3. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, Mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli,
9.3.4. Yerel bilirkişi ve tanıklardan; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden, kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın imar ihyaya muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise ne şekilde imar ihya edildiği ve bu işlemin ne zaman tamamlandığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı,
9.3.5. Üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı, önceki raporları irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınmalı;
9.3.6. Üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan, hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;
9.3.7. Fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacılar lehine zilyetlik ile kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı, 3402 sayılı yasanın 14. Maddesinde belirtilen miktarda göz önüne alınarak tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine, ... ve ... vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, davalılar ... ve ... tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.