Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5465 E. 2022/8635 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlik iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispat yükünü yerine getiremediği, kadastro tutanaklarına ve davalının savunmasına itirazlarını kanıtlayamadığı değerlendirilerek mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istekli davanın yapılan yargılaması sonucunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü;

I. DAVA

Kadastro sonucunda ... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 33 parsel sayılı 747,74 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... ve davalı ... adına eşit hisselerle tespit edilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın kadastro sonucunda eşit hisselerle davalı ve kendisi adına tespit ve tescil edildiğini, ne var ki davalının taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkının bulunmadığını zira bu taşınmazın eşi tarafından 3. kişiden satın alındığı, ardından zilyetliğin kendisine teslim edildiğini belirterek, taşınmazda davalı adına kayıtlı hissenin iptali ile adına tescili isteğiyle Kadastro Mahkemesine dava açmış, Kadastro Mahkemesi tarafından çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının olağan usülle kesinleştiği ve askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının derecattan geçerek kesinleşmesi üzerine dava dosyası Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda yazılı esasına kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., çekişmeli taşınmazın davacının eşi ile kendisine müşterek kök muristen intikal ettiği, ardından yapılan anlaşma sonucunda eşit hisselerle davacının eşi ile müştereken zilyet edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.12.2020 tarihli ve 2009/169 Esas, 2020/129 Karar sayılı kararıyla iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu yerin davacıya eşi olan dava dışı ...’dan 16/12/1991 tarihli ve 19715 yevmiye numaralı hibe senediyle zilyetliğin devri suretiyle teslim edildiği, bahsi geçen senedin keşif esnasında dava konusu yere uygulanması sonucu tamamen dava konusu yere ait olduğunun sabit hale geldiği, kadastro tutanaklarının edinme hanesinde bahsi geçen ve davalının dayandığı senetlerin dava konusu yere ait olmadığının, keşif esnasında dinlenilen davacı ve davalı tanıkları ve mahalli bilirkişi ve teknik bilirkişi beyanlarıyla anlaşıldığı, yine keşif esnasında Mahkemenin gözlemiyle de sabit olduğu üzere dava konusu yerin davacının eşinin bahçesi niteliğinde ve briket duvarlarla çevrili durumda olduğu, tamamen davacının zilyetliğinde bulunduğu tüm bu hususlara rağmen Mahkemece kadastro tutanaklarının aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

3.2.2. Türk Medeni Kanunu'nun “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler." hükümleri düzenlenmiştir.

3.2.3. Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

3.2.4. Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.

3.2.5. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi " Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. ‘’ hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (III.) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.