"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar davanın tefrik edildiği 1987/403 Esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçelerinde; 165 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olduğundan mera olarak sınırlandırıldığını, oysa bu parselin Ağustos 1939 tarihli 6 sıra numaralı tapuda kayıtlı olduğunu ve tapu maliki olduklarını, 551 ve 656 nolu parsellerin yine miktar fazlası ve mera parseli olarak tespit edildiğini, oysa bu parsellere ait 1937 tarihli vergi kaydı ile malik olduğunu, 165, 551 ve 656 nolu parsellerin ... Bayanmay, ... Bayanmay ve Kasım Bayanmay'a ait olduğunu, diğer davacıların bu üç parselde herhangi bir haklarının bulunmadığını,
bu parsellerin ...'in mirasçıları olarak kendi aralarında yaptıkları taksim sonucu kendilerine kaldığını, ileri sürerek dava konusu 165, 551 ve 656 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar ... Bayanmay, ... Bayanmay ve Kasım Bayanmay adına tesciline karar verilmesine talep etmişlerdir.
2. Yargılama sırasında davacı vekili 04.07.2013 tarihli ıslah dilekçeleri ile 165 parsel numarasını 655 olarak düzelttiklerini beyan etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
2. Davalı ... Tüzel Kişiliği cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Dava ve temyize konu taşınmazlar yönünden tefrik kararı sonucunda yargılamanın devam ettiği Bingöl 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.04.2014 tarihli ve 2000/27 Esas, 2014/157 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 655 parsel sayılı taşınmazın 23.5.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 196.191,17 metrekarelik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına; 656 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 11.117,47 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına; 551 parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.02.2017 tarihli ve 2016/16982 E., 2017/870 K. sayılı kararı ile; ''1) Davacılar 655 parsel sayılı çekişmeli taşınmazın 1936 tarih ve 6 sıra nolu tapu kaydı kapsamında olduğu, taksimen kendilerine kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliklerinde bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece, her ne kadar bu taşınmaz içerisinde kalan ve (A) harfiyle gösterilen 196.191,17 metrekarelik kısmın, davacıların murisi olan ... adına kayıtlı bulunan eski tarihli tapu kaydı içerisinde kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Tutunulan bu tapu kaydının miktarı 6324 metrekare olup hudutları, kuzeyi "Büyük hendek ve hark", batısı "çay", doğusu "yol, hark ve tepe", güneyi "Büyük hendek" okumakta olup değişebilir ve genişletmeye elverişli sınırlar ihtiva ettiğinden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/C maddesi uyarınca tapu kaydı miktarıyla geçerlidir. Hükme esas alınan 23.5.2016 havale tarihli teknik bilirkişi raporu içeriği ve eki krokiler incelendiğinde dayanak tapunun, "Kroki 1" de (A) harfi ile kırmızı renkle sınırları gösterilen 196.191,17 metrekare yüzölçümlü alanı kapsadığı, bu alanın 189.691,17 metrekarelik kısmının 655 numaralı çekişmeli mera parseli içerisinde, 6500 metrekarelik bölümünün ise 6500 metrekare yüzölçümlü olarak 592 parsel numarası altında davacılar adına tapu bağlanan taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilmiştir. Tapulama sonucu, dayanılan tapu kayıt miktarı olan 6324 metrekareden daha fazla yüzölçümündeki taşınmazın, 592 parsel sayılı taşınmaz olarak davacılarca edinildiği anlaşıldığına ve kayıt kapsamı dışında kalan bölümde de ekonomik amaca uygun zilyetlikleri bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsiz olduğu gibi; kabule göre ise teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli 655 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan bölümün 189.691,17 metrekare olduğu belirtildiği halde, mahkemece bu husus göz ardı edilerek 196.191,17 metrekarelik bölümün tamamının 655 parsel içerisinde kaldığı kabul edilerek hüküm kurulması dahi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmekle hükmün 655 parsel yönünden açıklanan bu gerekçelerle bozulmasına,
2- Hazine vekilinin 551 ve 656 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli bu taşınmazların tapulama tutanaklarının incelenmesinde; 551 parsel numaralı taşınmazın toprak tevzi çalışmaları sonuncunda 635 tevzi parsel numarası altında toprak tevzi komisyonunca oluşan tapu kaydına dayanılarak Hazine adına tespit ve tescil edildiği, 656 parsel sayılı taşınmazın ise toprak tevzi çalışmaları sırasında 260 tevzi parsel numarası ile tespit edildikten sonra 19.1.1973 tarihli İskan Genel Müdürlüğü yazısı uyarınca ...'ne mera olarak tahsis edildiği ve halen de anılan köyün merası olduğu yazılarak mera olarak tahdit ve tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu 656 nolu parsel içerisinde kalan ve (A) harfi ile gösterilen 11.117,47 metrekarelik kısım ile 551 nolu parsel sayılı taşınmazın tamamının davacıların tutunduğu 1937 tarih 192 sıra nolu vergi kaydı kapsamında kaldığı, vergi kaydının zilliyetlik için karine teşkil ettiği, dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarından ise taşınmazın kesintisiz ve aralıksız bir şekilde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten önce 20 yıldan fazla süre ile çekişmesiz aralıksız ve malik sıfatıyla davacıların murisinin ve muristen davacılara geçerek davacıların zilyetliğinde bulunduğu, 1974 yılından beridir kesintisiz olarak dava konusu taşınmazların davacılar tarafından kullanıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacıların tutunduğu vergi kaydının, dava dışı başka taşınmazlara uygulanıp uygulanmadığı sorulup saptanmamış, çekişmeli 551 parsel sayılı taşınmazın belirtmelik tutanakları ve varsa dayanak kayıtları dosyaya getirtilmemiş, 551 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas Hazine tapusu usulünce uygulanmamıştır. Çekişme konusu 551 parsel numaralı taşınmazın Hazine adına tespitine esas tapu kaydı 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşmuş olup 3402 sayılı Yasa'nın 46/1. maddesi gereği bu şekilde oluşan tapu kayıtları kapsamında kalan yerlerin, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde zilyetler adına tescile karar verileceği hususu göz önünde bulundurularak, taşınmazın öncesinin ne olduğu ve taşınmazı kapsıyorsa tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yeterli inceleme yapılmamış, çekişmeli taşınmazın kuzey-batı ve kısmen güney hudutlarında mera bulunduğu halde, komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı zirai bilirkişi raporunda açıklanmamıştır. Yine 656 parsel sayılı taşınmazın davaya konu olan kısmının, taşınmazın kalan bölümlerinden ve sınırında bulunan 171 sayılı mera parselinden nasıl ayrıldığı, davaya konu bölümün meradan açma ya da meranın devamı niteliğinde olup olmadığı da irdelenmemiştir. Bu tür eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli 551 parselin belirtmelik tutanağı ve varsa dayanağı olan belgeler getirtildikten ve davacıların tutunduğu 192 tahrir numaralı vergi kaydının başka parsellere uygulanıp uygulanmadığı ilgili mercilerden sorularak saptandıktan sonra, mahallinde 1 fen ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ile HMK'nın 290. maddesi kapsamında bir fotoğrafçı bilirkişi eşliğinde taraf tanıkları ve 656 parselin mera olarak sınırlandırıldığı göz önüne alınarak komşu köylerden seçilecek taraflarla akrabalığı ve husumeti bulunmayan mahalli bilirkişiler katılımıyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında, 551 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas tapu kaydı usulünce uygulanmalı, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına, mülkiyet belgesi niteliğinde olmadığından değer verilmesinin mümkün bulunmadığı göz önüne alınarak davacının ve varsa önceki maliklerin Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar en az 20 yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetlikleri olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olup olmadığı, varsa bu zilyetliğin ilk kez hangi tarihte ve nasıl başladığı, kimden kime ve ne surette intikal ettiği, kimler tarafından ne kadar süreyle ve ne olarak kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; taraflarca dayanılan kayıt ve belgeler taşınmaz başında mahalli bilirkişi marifetiyle ve fen bilirkişisi eşliğinde zemine uygulanmalı; komşu kayıtlara revizyon gören kayıt ve belgelerde okunan köy ve mevki adları, taşınmazın cinsi ile sınırları hususunda açıklama istenmeli; yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; taşınmazların meradan açılıp açılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, uzman ziraatçi bilirkişi kurulundan arazinin niteliği, toprak yapısı, komşu 171 numaralı mera parselinin kadim mera olup olmadığı, kadim mera ise mera ile arada ayırıcı doğal ya da yapay unsur bulunup bulunmadığı, konusunda bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve taşınmazların niteliği kesin olarak saptanmalı, taşınmazların keşif sırasında çekilen ve mera parseli ile taşınmazları birlikte gösteren fotoğrafları rapora eklenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; fen bilirkişiye keşfi takibe imkan veren denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; fotoğrafçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazın komşu parsellerle arasındaki sınırları ve komşu parselleri gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğraflar çekmesi istenmeli, fotoğraflar üzerine hangi taşınmaza ait olduklarına ilişkin not düşülerek fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmaz ile komşu parsellerin sınırlarını fotoğraflar üzerine çizmesi sağlanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.'' gerekçeleri ile eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.
3. Davacılar vekilinin kararın düzeltilmesi talebi Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 05.06.2018 tarihli 2017/4085 E. 2018/3755 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli 2018/154 Esas 2021/187 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde taşınmazların önceleri davacıların babası olan ... Bağaray tarafından tarla olarak kullanıldığı ve üzerine buğday ve yonca ekildiği ancak ... Bağaray'ın vefatından sonra bu taşınmazların davacı çocuklarına miras yolu ile geçtiği ve dava konusu 656 parsel ile 551 sayılı taşınmazların mera olarak kullanılmadığı, bu hususun tanıkların ortak beyanlarından anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Bingöl ili Merkez ilçe Balıklıçay köyünde bulunan 234 ada 1 nolu parselin ( Eski 656 nolu parsel) tam hisse ile davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı tapunun iptali ile, 06.12.2019 tarihli Harita mühendisi tarafından düzenlenen ve krokide A1 ve A2 Harfi ile gösterilen top1am 13769,37 m2'lik alanın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, 234 ada 24 nolu parselin ( Eski 551 nolu parsel) tam hisse ile davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı tapusunun iptali ile, aynı raporda C1 ve C2 Harfi ile gösterilen top1am 24.555,96 m2'lik alanın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, 197 ada 19 nolu parsel ( Eski 655 nolu parsel) yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, 197 ada 19 nolu parsel ( eski 655 nolu parsel) yönünden verilen ret kararının doğru olmadığını, ayrıca davanın tapu iptal tescil davası olup lehlerine yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen kısmen kabul kararının yerinde olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun "Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti" başlıklı 14. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
46. maddesinin birinci fıkrasında “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanunun 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin 2. fıkrasında “ (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
326. maddesinde '' (1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.'' düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu ... çalışma alanında bulunan 655 ve 656 parsel sayılı 2.867.000 ve 149.000 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar 19.01.1973 tarihinde Balıklıçay köyüne mera olarak tahsis edildiği ve tespit tarihi itibariyle mera olarak kullanıldığından bahisle mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiş; 551 parsel sayılı 2500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.Davacılar vekilinin 197 ada 19 nolu parsel ( eski 655 nolu parsel) yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3.Davalı ... vekilinin 234 ada 1 ( Eski 656 nolu parsel), 234 ada 24 nolu parsele ( Eski 551 nolu parsel) yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
4.Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
5.Somut olayda; 551 parsel numaralı taşınmazın toprak tevzi çalışmaları sonuncunda 635 tevzi parsel numarası altında toprak tevzi komisyonunca oluşan Ocak 1973 tarihli tapu kaydına dayanılarak Hazine adına tespit ve tescil edildiği, 656 parsel sayılı taşınmazın ise toprak tevzi çalışmaları sırasında 260 tevzi parsel numarası ile tespit edildikten sonra 19.1.1973 tarihli İskan Genel Müdürlüğü yazısı uyarınca Balıklıçay köyüne mera olarak tahsis edildiği ve halen de anılan köyün merası olduğu yazılarak mera olarak tahdit ve tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bozma ilamında komşu köylerden seçilecek taraflarla akrabalığı ve husumeti bulunmayan mahalli bilirkişiler katılımıyla keşif yapılması gerektiği, 551 parselin oluşumuna esas tapu kaydının uygulanması, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacılar lehine zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığının, 656 parsel sayı taşınmaz hakkında komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını tespit edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen tespite dayanak tapu kaydı öncesini bilebilecek yaştan uzak, aynı köyde yaşayan mahalli bilirkişi ve tanıkların dinlendiği, ... fotoğrafı incelemesi yapılmadığı gibi taşınmazların mera parselinden nasıl ayrıldığını belirtmeyen yetersiz zirai bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır. Öte yandan 234 ada 1 nolu parselin ( Eski 656 nolu parsel) ile ilgili Karayolları Genel Müdürlüğünden kamulaştırmaya ait evraklar getirtilmeden davalı ... lehine oluşan usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
6. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede çalışma yapan toprak tevzii komisyonunca düzenlenen belirtmelik tutanağı ve tüm ekleri, toprak tevzii komisyonu çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazlar veya komşu taşınmazlara uyduğu bildirilen tüm kayıtlar ile çekişmeli taşınmazlara komşu olan kadastro parsellerinin dayanakları ile bu taşınmazlara karşılık gelen tevzi parsellerinin dayandığı belirtmelik tutanakları ve belirtmelik tutanaklarında yer alan vergi ve tapu kayıtları, varsa mera tahsis haritası, dava konusu yerlere ilişkin kadastral pafta örneği, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar), 1/5000 ölçekli Standart Topoğrafik Fotogrametrik harita ile tapu kaydının oluştuğu tarihten önce ve sonrası evreleri kapsayacak şekilde beşer yıllık üç ayrı evreye ait ... fotoğraflarıyla stereoskopik inceleme için model oluşturacak ardışık ve bindirmeli iki ... fotoğrafı ve varsa en eski uydu fotoğrafları ile kamulaştırmaya ilişkin belgeler ile davacı dayanağı 192 tahrir numaralı vergi kaydının başka parsellere uygulanıp uygulanmadığı ilgili yerlerden sorulup getirtilerek, dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yeniden fen bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır.
7. Keşif sırasında toprak tevzi belgeleri uygulanarak çekişmeli taşınmazların toprak tevzi haritası kapsamında kalıp kalmadıkları, kalıyor iseler hangi tevzi parseli kapsamında kaldıkları, bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ne şekilde kullanıldığı, öncesinin kadim mera olup olmadıkları, taşınmazların öncesinde kadim mera olmayıp toprak tevzi komisyonunca mera olarak haritaya bağlanmış olması halinde mera olarak haritaya bağlanma tarihinden geriye doğru davacının 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır.
8. Teknik bilirkişiden, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri ve varsa mera tahsis haritası ve kamulaştırma haritası çakıştırılmak sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor temin edilmelidir.
9. 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan, dava konusu taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadıklarını, toprak yapıları, eğimleri, bitki desenleri ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldıklarını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını, meradan açılan bir yer olup olmadıklarını, meranın devamı niteliğinde olup olmadıklarını, üzerlerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
10. Yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş ... fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
11.Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi bozmadan önceki kararın davacılar vekili tarafında temyize getirilmediği ve davalı ... lehine kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin karar verilmiş olması ve davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının dava konusu kısımlarının iptal edilmesi yerine tamamı iptal edilerek dolu pafta ilkesi ve HMK’nın 297. maddesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
12.Davacılar vekilinin kabul edilen kısımda yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince, eldeki dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olmayıp, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna ve Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmış olması da isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacılar vekilinin 197 ada 19 nolu parsel ( eski 655 nolu parsel) yönünden temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin 234 ada 1 ( Eski 656 nolu parsel), 234 ada 24 nolu parsele ( Eski 551 nolu parsel) yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,
3. Alınan peşin harcın davacılara iadesine,
4. Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.