Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5486 E. 2023/304 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan bir taşınmazın zilyetliğe dayanarak tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın Aksu deresinin yatağında kalması ve dere yataklarının devletin hüküm ve tasarrufu altında olması sebebiyle zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Kahramanmaraş ili, Dulkadiroğlu ilçesi, Narlıçerkezler köyü sınırlarında bulunan ve tespit harici bırakılan, dilekçesinde sınırlarını gösterdiği ve yaklaşık 22 yıldan beri kullandığı 1.777,79 m²'lik kısmın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dava konusu yerin çay yatağı olduğunu ve davacı tarafından 13 yıldan beri kullanıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Kahramanmaraş 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.05.2015 tarihli ve 2014/595 E. 2015/281 K. sayılı kararıyla davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.10.2018 tarihli 2016/611 E. 2018/5781 K. sayılı kararıyla “...dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift ... fotoğrafları, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile 1/25000 ve 1/5000 ölçekli memleket haritaları ilgili kurumlardan getirtilerek dosyasına konulmalı, komşu taşınmazların tamamının varsa kadastro tutanakları ve dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, DSİ tarafından yapıldığı belirtilen koruma setinin hangi tarihte yapıldığı araştırılarak, bu setin yapılışına ilişkin tüm belge ve haritalar dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik jeolog bilirkişi ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar- ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise nasıl ve ne şekilde emek ve masraf sarfı ile imar-ihya edildiği, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkiler giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile davalı iseler bu dava dosyalarında alınan beyanlarla denetlenmeli, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, gerçekleştirildiği iddia edilen imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şekli ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın öncesinde ve halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı ve dere yatağının etkisi altında bulunup bulunmadığı hususlarında gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın, önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapor düzenlettirilmeli, belirtilen dönemlere ilişkin memleket haritaları ile uydu fotoğrafları yapılacak inceleme sırasında dikkate alınmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden ve komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan panoramik fotoğrafları dosyaya eklenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir..." gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kahramanmaraş 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2020 tarihli ve 2019/103 E. 2020/619 K. sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın Aksu dere yatağında kaldığı, dere yataklarının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, bu nedenle davacı lehine tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içind davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Aksu çayından uzak bir bölgede olduğunu, dava konusu taşınmaz ile Aksu çayı arasında dava dışı bir çok tapulu taşınmazların bulunduğunu, kot olarak çay yatağından çok üst bir bölgede yer alan taşınmazın çay yatağından kazanılan yerlerden olmadığını, dava tarihi itibariyle 23 yılı aşkın bir süredir imar ve ihyası tamamlanan ve davacı tarafından kullanılan bir alanda bulunan dava konusu taşınmaz yönünden kabul hükmü kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan bölümün tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Çekişmeli taşınmazın 1962 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan yerlerden olduğu, anlaşılmıştır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, dava değeri itibariyle kesin olmak üzere 19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.