"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Milas, Dörttepe köyü, ... mevkiinde bulunan 6385, 6386, 6387 ve 6388 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazların evveliyatında bir bütün olarak müvekkillerinin babası ... tarafından imar ve ihya edildiğini, taşınmazların muris ... ve müvekkilleri tarafından 40-50 senedir kullanılıp zilyet edildiğini, taşınmazların tespit harici bırakılan alan içerisinde olduğunu, müvekkillerince yaptırılan ölçümler sonucunda taşınmazın dört parçaya bölündüğünü ve Hazine tarafından bu taşınmazların idari tescilinin yapıldığını, 6386 ve 6388 nolu taşınmazların ..., 6385 ve 6387 nolu parsellerin de ... tarafından kullanıldığını, taşınmazların Hazine ile hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürerek 6385, 6386, 6387 ve 6388 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 6386 ve 6388 nolu parsellerin müvekkili ..., 6385 ve 6387 nolu parsellerin ise müvekkili ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların genel arazi kadastrosu sırasında tespit dışı bırakıldığını, 2006 yılında idari yoldan Hazine adına tescil edilip, 10.03.2007 tarihinde idarece düzenlenen tespit tutanaklarında taşınmazların davacılar tarafından işgal edildiği tespit edilerek davacılar adına ecrimisil işlemi yapıldığını, tespit tutanaklarında işgal ve tasarrufun başlangıç tarihinin 1997 yılı olarak tespit edilmiş olması nedeniyle taşınmazların idari yoldan tescil edildiği tarihte davacılar lehine zilyetlikle kazanım için öngörülen 20 yıllık sürenin dolmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2015/256 E., 2016/114 K. sayılı kararıyla, taşınmazların davacıların murisi olan babaları ... tarafından uzun yıllar önce açma yapılmak suretiyle kullanılmaya başlandığı, muris ... tarafından imar ve ihya edildiği, taşınmazların konumu, toprak yapısı, bitki örtüsü, zirai özellikleri, imar-ihya durumu, hali hazırda fiili kullanımı, etrafının zeytinlik olması gözetilerek ve davacılar tarafından bir bütün olarak kullanıldıkları, tarım arazisi bütünlüğünü bozmadıkları, kadim ziraat arazisi niteliğinde oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20/03/2019 tarihli ve 2016/7471 E., 2019/1975 K. sayılı ilamı ile; “...Taşınmazların ihdasen Hazine adına tescil tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik ... fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, ... fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı ve taşınmazların tescil harici bırakılma nedeni ilgili yerlerden sorulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ile fen bilirkişi katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, taşınmazlar üzerinde kaç adet zeytin ağacının bulunduğu ve çekişmeli taşınmazların kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içerir şekilde rapor aldırılmalı…” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; geriye dönük 15-20-25 yıl öncesine ait ... fotoğrafı temin edilemediği, temin edilen 2009 senesine ait ortofoto görüntüsünde dava konusu taşınmazın imar ihyası tamamlanmış zeytinlik olduğunun anlaşıldığı, yine 1963 yılından önce çekildiği tahmin edilen ... fotoğrafı üzerinde yapılan incelemede de imar ihyanın en az 30-40 sene önce tamamlandığı, dava konusu arazilerin orman ve merayla ilgisi olmadığının anlaşıldığı, davacılar ve üst soyu tarafından malik sıfatıyla davasız ve aralıksız olarak en az 20 senedir zilyetlik olma koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle,
1-Davanın kabulü ile,
a-Dava konusu olan Muğla ili, Milas ilçesi Dörttepe Mahallesi ... Mevkiinde bulunan 304 ada 206 parsel (eski 6386 ) ile aynı mevkiide bulunan 304 ada 204 parsel (eski 6388) sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline,
b-Dava konusu olan 304 ada 207 parsel (eski 6385 ) ile 205 parsel (eski 6387) sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozmaya uyulsa da bozma doğrultusunda yeterli araştırma yapılmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, davacılar adına tescili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir: "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilgili kısmı şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin ilgili kısmı şöyledir: "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
3. Değerlendirme
1. Çekişmeli taşınmazlar 1967 yılında yapılan kadastro sırasında taşlık ve fundalık olarak tescil harici bırakıldıktan sonra, 30/12/2005 tarihinde idari yoldan zeytinlik vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş olup 22/a çalışması ile yeni ada ve parsel numarası alınmıştır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Kanunu’nun 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozma ilamına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.