Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5630 E. 2023/607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmının aslında kendisine ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davacı tarafından yirmi yıl boyunca malik sıfatıyla, davasız ve aralıksız zilyetliğinin bulunduğunun tespit edilmesi ve mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek, Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucu hatalı olarak davalı Hazine adına tescil edilen 122 ada 13 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Eruh Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/04/2014 tarihli ve 2012/277 Esas 2014/50 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 122 ada 13 parsel sayılı taşımazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.912.93 m2'lik kısmın tarla vasfı ile tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay ( Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.06.2014 tarihli ve 2014/4722 Esas 2014/8217 Karar sayılı kararı ile; “ Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgelerin getirtilmesi, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait ... fotoğrafı, Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilmesi, ondan sonra mahallinde, komşu köyden seçilecek yerel bilirkişiler, tanıklar, üniversitelerin toprak kürsüsünde uzman 3 kişilik ziraat mühendisleri, fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılması, yapılacak keşifte tanık ve mahalli bilirkişilerden taşınmazın öncesinde ne olduğu, ilk olarak kim tarafından ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı, kim veya kimler tarafından imar ve ihya edildiği, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, kullanımın kim veya kimler tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususları tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılması, Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye ... fotoğrafları üzerinde stereoskopik olarak, temin edilebilecek en eski tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği hususlarında rapor düzenlettirilmesi, zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazların toprak yapısı ve niteliği hususunda fark bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazların toprak yapısı ve niteliği hususunda fark bulunup bulunmadığını irdeleyen, çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen rapor hazırlattırılması, taşınmazın dört hududunu gösterir şekilde ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğuna dair gerekli açıklamanın yapıldığı fotoğrafların raporlara eklenmesi, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmesi, zilyetlikle kazanma şartlarının davacı taraf lehine oluşup oluşmadığının kesin olarak belirlenmesi gerektiği" belirtilerek hüküm bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Eruh Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/04/2018 tarihli ve 2018/25 Esas 2018/225 Karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Siirt Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

Siirt 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli ve 2020/101 Esas, 2021/42 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 122 ada 13 parsel sayılı taşımazın 11.02.2020 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.912.93 m2 lik kısmın tarla vasfı ile tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfıyla tesciline karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olmadığını, orman ve devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu,10 yıllık hak düşürücü süreden sonra davanın açıldığını, yasanın aradığı kazanım şartlarının oluşmadığını, araştırma ve incelemenin eksik olduğunu, tanık beyanlarına ve yerel bilirkişi beyanlarına değer verilemeyeceğini, vekalet ücretinin yüksek olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

F.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK' nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine dayalı tapu kaydının iptali ile tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

Kadastro sonucu Kemerli köyü çalışma alanında bulunan 122 ada 13 parsel sayılı 27.417,01 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan bahisle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.