Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5650 E. 2021/7335 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla gelen hakka, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hazine adına kayıtlı taşınmazların davacılar adına tescili istemine ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacıların zilyetliklerini ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bozma ilamında belirtilen hususların yerine getirilmemesi ve özellikle taşınmazların eski haline ilişkin yeterli araştırma yapılmaması, hava fotoğraflarının tam olarak incelenmemesi ve jeolog bilirkişi dinlenmemesi bozma kararına uyulmadığı anlaşıldığından hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Kadastro sonucunda Yüksekova/ Dize Mahallesi çalışma alanında bulunan 170 ada 2 parsel sayılı 30.198,71 metrekare, 171 ada 1 parsel sayılı 3.231,89 metrekare, 171 ada 2 parsel sayılı 1.985,79 metrekare, 171 ada 3 parsel sayılı 1.697,20 metrekare, 171 ada 6 parsel sayılı 135,07 metrekare, 171 ada 11 parsel sayılı 1.537,67 metrekare, 171 ada 15 parsel sayılı 814,12 metrekare, 171 ada 16 parsel sayılı 597,06 metrekare, 172 ada 1 parsel sayılı 1.377,34 metrekare, 172 ada 3 parsel sayılı 1.370,30 metrekare, 172 ada 17 parsel sayılı 15.445,56 metrekare, 172 ada 20 parsel sayılı 4.789,89 metrekare ve 172 ada 21 parsel sayılı 1.500,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, toprak tevzi komisyonunca oluşturulan tapu kaydı nedeniyle ayrı ayrı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar ... ve müşterekleri, miras yoluyla gelen hakka, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak, taşınmazların adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazların bir bölümünün dere yatağı vasfında olduğunu, taşınmazlarda davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 170 ada 2 parsele yönelik açılan davanın reddine, 171 ada 11 parsele yönelik açılan davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişilerin 15.03.2010 tarihli raporu ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 500,00 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit hisseli olarak tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen kısma yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, diğer parsellere yönelik açılan davanın kabulüne, 171 ada 1, 2, 3, 6, 15, 16; 172 ada 1, 3, 17, 20 ve 21 sayılı parsellerin tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit hisseli olarak tesciline karar verilmiştir.

Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 04.04.2011 Tarih, 2010/3766 Esas, 2011/1910 Karar sayılı ilamıyla; "dava konusu taşınmazlar 19.11.1963 tarihinden beri tapulu bulunduklarından tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken bir değer taşımayacağı, bu nedenle Hazine adına tapu kayıtlarının oluştuğu 19.11.1963 tarihinden geriye doğru kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya koşullarının araştırılıp belirlenmesi gerektiği, yani davacıların zilyetliğinin başlangıç tarihinin eklemeli zilyetlikte dahil olmak üzere en erken 1942-1943 yıllarında başlamış olması gerektiği, teknik bilirkişi ...... tarafından düzenlenen tarihsiz rapor ekinde sunulan (raporun birinci sayfası olmakla beraber ikinci sayfası dosya arasında bulunamamıştır. Yargıtay denetimi açısından bir eksikliktir) krokide, dava konusu taşınmazların önemli bir bölümünün “sazlık” olarak nitelendirilen alanda kaldığının kroki üzerinde işaretlendiği, yakın çevresinde de sazlık niteliğinde parsellerin bulunduğunun anlaşıldığı, saptanan bu durum karşısında taşınmazların niteliği konusunda duraksama hasıl olduğu, 5516 sayılı Kanun gereğince işlem yapılmadıkça sazlık ve bataklık niteliğinde bulunan taşınmazların edinilmesinin olanaksız olduğu, bu tür yerlerin imar ve ihyasının, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde açıklanan durumdan farklı olduğu ancak Mahkemece bu hususta yapılan araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek, 19.11.1963 tarihinden en az 20 yıl öncesine ait dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgeye ilişkin (1930-1943 ve ayrıca 1943-1950 arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafının getirtilmesi, 170 ada 2 sayılı parselin kuzeyinden geçen çayın ıslahının ve seddenin DSİ tarafından yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise, buna ait harita ve belgelerin DSİ Bölge Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla hava fotoğrafları ile tüm harita ve belgelerin yeniden yapılacak keşifte zemine uygulanması, sözü edilen hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, taşınmazların hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadıklarını ya da hangi nitelikte bulunduklarını, 5516 sayılı Kanun hükümleri uyarınca işlem görüp görmediklerini, sazlık niteliğinde bulunup bulunmadıklarını açıklayan gerekçeli rapor alınması, daha önce götürülmeyen toprak konusunda uzman bir ziraat veya Ziraat Yüksek Mühendisinden yukarıdaki açıklamalar da gözetilerek taşınmazların nitelikleri konusunda gerekçeli ve karşılaştırmalı rapor alınması, 5516 sayılı Kanun hükümleri ile TMK.nun 715, 999 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C. maddelerinin uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

Bozma sonrası, Yüksekova ... vekili, dava konusu taşınmazlardan 170 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Hazine tarafından müvekkil belediyeye mezbaha ve hayvan pazarı olarak kullanılmak üzere tahsis edildiğini beyan ederek, taşınmazın müvekkil adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 171 ada 11 parselin teknik bilirkişiler ... ......'ın 15.03.2010 tarihli raporu ve eki krokide (B) harfi ile gösterilen kısmına yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, diğer tüm parseller yönünden açılan davanın reddine, asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.

Hükmün, bir kısım davacılar ... ve müşterekleri vekili ile müdahil davacı Yüksekova ... vekili tarafından temyiz, bir kısım davacılar ... ve müşterekleri vekili tarafından duruşma istekli temyiz incelemesi yapılması istenilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.11.2021 Pazartesi günü için yapılan tebligatlar üzerine temyiz eden bir kısım davacılar ... ve müşterekleri vekili Avukat ..., davacı asiller ... ve ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden diğer davacılar vekili ile müdahil davacı vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

Mahkemece, davacıların dava konusu taşınmazlardaki zilyetliklerini şüpheye bırakmayacak şekilde ispatlayamadıkları kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmadığı gibi Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri de yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, Hazine adına tapu kayıtlarının oluştuğu 1963 yılından en az 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının dosya arasına alınması, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi bilirkişiden dava konusu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile ilgili ayrıntılı rapor alınması gereğine değinildiği halde, yalnızca 1957 yılına ait hava fotoğrafı incelenmiş, bilahare dava konusu taşınmazları kapsayan 1955 yılına ait hava fotoğrafı da bulunduğu anlaşılmakla dosya arasına alınmış ancak 1955 yılına ait hava fotoğrafı, yalnızca 170 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden incelenmiştir. Yine, bozma ilamında dava konusu taşınmazların öncesinin sazlık niteliğinde olup olmadığı, öncesi sazlıksa 5516 sayılı Yasa gereğince imar-ihya edilip edilmediği hususunda araştırma yapılması gereğine değinildiği halde, bu hususta yöntemince araştırma yapılmadığı gibi Mahkemece keşfe refakaten jeolog bilirkişi de götürülmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonucu varılabilmesi için, Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazlara ait temin edilebilen en eski tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu mahalleyi kapsayacak şekilde, hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre Hazine adına tapu kayıtlarının oluştuğu 1963 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, sazlık veya bataklık niteliğinde olup olmadıkları, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazları, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğunu, taşınmazların imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazların niteliğinin ne olduğu, öncesinin ve hali hazırdaki durumunun sazlık veya bataklık niteliğinde olup olmadığını ve jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye olanaklı yerlerden olup olmadıklarını açıklayan, önceki jeolog bilirkişi raporlarının da değerlendirildiği, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, dosya arasında bulunan ve Harita Genel Müdürlüğü’nden getirtilecek hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir rapor düzenlettirilmeli, bu şekilde Hazine adına tapu kayıtlarının oluştuğu 1963 yılına kadar 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddelerinde sözü edilen zilyetlikle kazanım koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 20.11.2021 gününde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca temyiz eden bir kısım davacılar ... ve müşterekleri vekili Avukat ... için 3.815,00 TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalı Hazineden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.