Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5667 E. 2023/780 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın ölümünden sonra mirasçıları arasında mirasın taksim edilip edilmediği ve davaya konu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı murisi adına tescilinin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, miras bırakanın taşınmazları hibe etmediği ve mirasın ölümünden sonra taksim edilmediği, davalı murisinin zilyetliği miras ortaklığına dayanarak sürdürdüğü, mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımının işlemeyeceği, tanık ve bilirkişi beyanları ile dosya kapsamına göre davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescilinin gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasıyla davanın kabulüne karar veren istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kabulü ile karar kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Konya ili, Kulu ilçesi, Kömüşini köyü 111 ada 127, 133, 75 parsel 131 ada 7 parsel 129 ada 43 parsel sayılı taşınmazların davacıların ve davalıların kök murisinden intikal etmiş olmasına ve mirasın taksim edilmemiş olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalılar murisi ... adına tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının davacıların miras hisseleri oranında iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında babası ... ... adına tescil edildiğini, babası vefat ettikten sonra taşınmazların kendisine ve diğer çocuklarına intikal ettiğini, dedeleri ... ...'e ölene kadar babası ... ...'in baktığını, bu tarlaların da babası ... ...'e hibe edilmiş olabileceğini, araştırılması gerektiğini beyan etmiştir.

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; tarafların kök murisi ...'ın 1985 yılında öldüğünü, davalıların murisinin ise 2007 yılında öldüğünü, davalıların davaya konu taşınmazları, yaklaşık 1970 yılından beri kullandıklarını, zira kök murisin bu taşınmazları yanında kaldığı ve kendisine bakan tek oğlu ...'a ölümünden çok önce hibe ettiğini, kök muris tarafından davalıların murislerine Kömüşini Mahallesinde 111 ada 5 parsel, 111 ada 11 parsel, 112 ada 19 parsel no.lu taşınmazların hisseli olarak kaldığını, bu durumda davacıların ancak saklı payın ihlali için tenkis talebinde bulunabileceklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazlarda zilyetliğin davalıların murisi ... ... tarafından kadastro kesinleşmesinden 20 yıldan daha öncesinden beri sağlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kök muris ...'ın ölümünden sonra çocukları arasında miras taksimi yapılmadığını, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile bu durumun açıkça ortaya çıktığını, dinlenen tanıkların ...'ın sağlığında dava konusu taşınmazları oğlu ...'a hibe ettiğine dair beyanlarının olmadığını, Yerel Mahkemenin gerekçesinde dayandığı kanun hükümlerinin uyuşmazlık konusu ile ilgisinin bulunmadığını, Mahkemenin bu konuda hata yaptığını, uyuşmazlığın miras hukukundan kaynaklandığını, mirasçılar arasında zamanaşımı hükümlerinin uygulanamayacağını, dosyada elde edilen bilgi, belge ve delillerin maddi gerçeğin tespiti açısından taleplerini sübuta erdirdiğini ileri sürerek istinaf incelemesi neticesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kök muris ...'ın 1985 yılında vefat ettiği, davalıların murisi ...'un 1949 doğumlu olduğu, kadastro tespitlerinin 27.02.2007 tarihinde kesinleştiği, tanıkların mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisinin hibe olgusunu ve kök murisin ölümü sonrası mirasının taksim edildiği hususunu da doğrulamadığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, her ne kadar 111 ada 133 parsel sayılı taşınmaz vergi kaydına istinaden davalıların murisi adına tespit görmüş ise de söz konusu vergi kaydının 1937 tarihli olması, davalıların murisi ...'un ise 1949 doğumlu olması dikkate alındığında bu vergi kaydının gerçeği yansıtmadığı ve itibar edilemeyeceği, tüm tanıkların taşınmazın evveliyatı itibariyle kök muris ...'a ait olduğuna ilişkin beyanları da dikkate alındığında 111 ada 133 parsel sayılı taşınmazın da diğer taşınmazlar gibi evveliyatı itibariyle kök muris ...'a ait olduğu, ...'ın taşınmazları hibe etmediği, mirasının ölümü veya hayatta iken taksim edilmediği, dolayısıyla davaya konu taşınmazlarda kök murisin ölümü sonrası kadastro tespitine kadar davalıların murisi ... zilyet olsa da mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımının söz konusu olmayacağı dikkate alınarak davacıların payı oranında taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine, davanın kabulü ile Konya ili, Kulu ilçesi, Kömüşini köyü 111 ada 127, 133, 75 parsel 131 ada 7 parsel 129 ada 43 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılar adına olan tapu kaydının Kulu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 21/05/2018 tarihli ve 2018/244 E., 2018/221 K. sayılı mirasçılık belgesinde gösterilen davacıların miras payları oranında iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin taşınmazın tespit öncesi itibariyle 20 yıldan beri davalıların murisi tarafından malik sıfatıyla kullanılması şeklindeki gerekçe hatasının taraflarına izafe edilemeyeceği gibi karşı tarafa da haklılık kazandırmayacağını, davacıların dava dilekçelerinde mirasçılar arasında taksim yapılmadığını iddia ettiklerini, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; kök murisin taşınmazları hibe etmediği ve mirasının sağlığında ve ölümünden sonra taksim etmediğini belirttiği ancak Dairenin böyle bir kanaate hangi delillere dayanarak ulaştığının belli olmadığını, hiçbir tanığın mirasın taksim edilmediğini veya hibe edilmediğini beyan etmediklerini, baştan beri tüm tanıklar ve mahalli bilirkişilerin kök muris tarafından taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan ettiklerini, bu durumunda davacının davasını ispat edemediğini, hibe edilen taşınmazların dışında, kök muris ...'a ait başka taşınmazlarında bulunduğunu, gerek davacılar murisinin gerek diğer kardeş Necibe'nin bu durumu dava etmemiş olması ve aradan geçen sürenin uzunluğu da davacıların taksim yapılmadığı iddialarını çürütür nitelikte olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında mahalli bilirkişilik yapan ve kadastro tutanaklarındaki imzaların kendisine ait olduğunu keşif sırasında kabul eden ...'un o günkü imzası ile kadastro tutanaklarında belirtilen hibe hususunu doğruladığını, Bu hususun dairece değerlendirme dışı tuttuğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı HMK'nın

190. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı TMK'nın

6. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

640. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan ... temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun;

15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur."

Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701. ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701. - 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir ... da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya ... olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.

Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde; "...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir." şeklinde hüküm altına alınmıştır.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda Konya ili Kulu ilçesi Kömişini Mahallesi/Köyü çalışma alanında bulunan 129 ada 43, 131 ada 7, 111 ada 75 ve 127 parsel sayılı muhtelif yüz ölçümlü taşınmazlar kök muris adına vergi kaydı olması ve kök muris ...'ın taşınmazları davalıların murisi ...'a hibe etmesi nedeniyle davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiş, 111 ada 133 parsel sayılı taşınmaz ise 1937 tarih 772 tahrir nolu vergi kaydının davalıların murisi adına olduğu belirtilerek davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 3.375,90 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.