"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KANGAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 185 ada 36 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline miras yoluyla kaldığını, müvekkili yurtdışında yaşadığı ve kadastro tespiti sırasında taşınmaz başında bulunamadığı için taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalının taşınmazda hakkının bulunmadığını, taşınmazın eklemeli şekilde 100 yıldır müvekkili tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli, 2019/452 Esas, 2020/254 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının Mahkemece bulunamadığını, bu durumda eldeki davada hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemeyeceğini, kaldı ki aynı çalışma alanında bulunan taşınmazların kadastro tespitlerinin aynı anda kesinleşmeyecebileceğini, bazı tutanakların kesinleştiği tarihten 3-4 yıl sonra sicile kaydedildiğini, Mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında bulunan dava dışı taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihin, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 19.11.2020 tarihli, 2020/304 Esas, 2020/663 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının getirtilerek dosya arasına alınması için Dairece Tapu Sicili Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabında, taşınmazın kadastro tespit tutanağının Müdürlük tarafından aranmaya devam edildiğinin bildirildiği ancak yazı cevabı ekinde dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında yapılan kadastro çalışmalarına ilişkin askı ilan cetvelleri, senetsiz defteri, tutanak teslim bordroları ve taşınmazın tapu kütük fotokopisinin onaylı örneklerinin gönderildiği, bu belgeler uyarınca dava konusu taşınmazın 25.08.2008 tarihinde tapuya tescil edildiğinin anlaşıldığı, Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerine yazılan müzekkere cevaplarından, dava konusu taşınmazın tespitine itiraza ilişkin dava da açılmadığının anlaşıldığı, taşınmazın tapuya tescil tarihi olan 25.08.2008 tarihi esas alınsa dahi, davanın açıldığı 09.11.2019 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebepleri tekrarla, müvekkilinin yurtdışında yaşamasını fırsat bilen davalının, taşınmazın kadastro tespit tutanağını yanlış düzenlettirdiğini, hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanamayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Sivas ili, ..... ilçesi, ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 185 ada 36 parsel sayılı 27.083,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ..... adına 29.07.2008 tarihinde tapuya tescil edilmiş; bilahare ..... mirasçıları adına kayden intikal ettirildikten sonra .....mirasçılarından davalı ... adına taksim sebebiyle kayden tescil edilmiştir.
Dava; 09.11.2019 tarihinde açılmış olan, kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.