"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Midyat ilçesi, ...Yeni Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 103 ada 247 ve 256 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa ki taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, yasada düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 10.01.2020 havale tarihli fen bilirkişi rapounda A harfi ile gösterilen 1.828,98 m2 lik kısım ile B harfi ile gösterilen 4.370,92 m2 lik kısmın 103 ada 256 parsel sayılı taşınmazdan, C harfi ile gösterilen 2.725,42 m2 lik kısmın 103 ada 247 parsel sayılı taşınmazdan tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfı ile tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro çalışmaları yapıldığı sırada usulüne uygun ilan ve işlemler yapılmış olmasına karşın herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını, kadastro çalışmalarının üzerinden neredeyse 10 yıla yakın bir zaman dilimi geçtiğini ve dava açma hakkının ortadan kalktığını, dosyada alınan bilirkişi raporlarında da çelişkiler bulunduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, ayrıca davacının zilyetliğinin ihtilafsız bir şekilde sürdüğünü gösterir tanık ve mahalli bilirkişi beyanları dışında herhangi bir delil olmadığını, davacının köylüleri ve ahbapları olan kişilerin taraflı ve objektiflikten uzak salt beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, yapılan kadastro tespitinin doğru ve usulüne uygun olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacının babası ...'a ait iken oğlu davacıya bağışlandığını, zilyetliğin davacı tarafından sürdürüldüğünü, uzman jeodezi bilirkişi tarafından 1984 ve 2002 yılı ... fotoğraflarında yapılan incelemede fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde tarımsal faaliyet ve kullanımın bulunduğu; ziraat bilirkişi tarafından, imar ve ihyanın 20 yıl önce tamamlandığı, tarımsal faaliyetin olduğu, taşınmaz bölümlerinin II. sınıf tarım arazisi vasfında olduğunun bildirilmiş olmasına, çekişmeli 103 ada 247 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde "korunması gerekli kültür varlığı" olduğuna dair şerhin tespit gününden sonra konulmuş olmasına göre çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanmaya elverişli nitelikte bulunduğu, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisabına ilişkin yasal şartların gerçekleştiği, gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. " düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucunda Mardin ili, Midyat ilçesi, Söğütlü/Yeni Mahalle çalışma alanında bulu-nan 103 ada 14 parsel sayılı 1640.725,37 m² yüz ölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra hükmen ve imar sonucu ifraz edilmiş, 103 ada 256 ve 247 parsel sayılı sırasıyla 50.191,37 m² ve 1253.553,42 m² yüz ölçümündeki taşınmazlar oluşmuştur.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanun'un değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.,