"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki temyize konu tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ... ... vekili, Kayseri ili, Sarız ilçesi, Kırkısrak mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 143 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiğini, ancak bu parselin tahmini 5 dönüm yerinde müvekkiline ait eski ev yeri ile bahçe vasfında kısım bulunduğunu, bu kısmın davacının babası ...'den intikal ettiğini, kardeşler arasında yapılan fiili taksim sonucunda müvekkiline kaldığını, tasarrufunun aralıksız ve nizasız devam ettiğini ileri sürerek, dava konusu edilen bölümün tapu kaydının iptaline, davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar Hazine, Sarız Belediye Başkanlığı ve ... davanın süreden, husumetten ve esastan reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/06/2020 tarihli ve 2017/80 Esas, 2020/88 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
101 ada 143 parsel içerisinde kalan evin, evveliyatının müvekkilinin babasından kaldığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, kadastro çalışmalarından önce rızai taksim sonucunda müvekkiline kaldığının belirlendiğini, diğer taraftan taşınmaz içerisinde müvekkilinin babasına ait eski dam yerinin olduğunun sabit olduğunu, dava konusu ettikleri yerin mera ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep edilmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 12.01.2021 tarihli ve 2020/795 Esas 2021/3 Karar sayılı kararıyla, (A) harfi ile gösterilen kısmın jeodezi bilirkişi raporunda 1955, 1968, 1985 ve 1999 yılı hava fotoğraflarında, ev kalıntılarının mevcut olduğu, tarım arazisi olarak kullanılmadığı, ziraat bilirkişi raporunda zemininde çok yıllık keven, evelik, sütleğen ve meraya özgü tek yıllık bitkilerin mevcut olduğu, evveliyatında toprak işlemeli tarım yapıldığına dair herhangi bir iz bulunmadığının belirtildiği çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde tespit gününde davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun ...nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
HMK'nın 369. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinde belirtilen sebepler ile kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususlar noktasında yapılan temyiz incelemesinde;
Dava kadastro öncesi nedene dayalı açılmış tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Kayseri ili, Sarız ilçesi, Kırkısrak mahallesi çalışma alanında yapılan kadastro çalışmalarında 101 ada 143 parsel sayılı taşınmaz kadimden beri Kırkısrak köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı ve fiili zemin durumunun da halen bu vasıfta olduğu belirtilerek 3402 sayılı Kanun'un 1. maddesi (B) bendine istinaden mera olarak tespiti yapılmıştır. Yapılan tespit 27.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.