Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5953 E. 2023/2702 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin, davalı adına tescil edilen taşınmazın, toprak tevzi çalışmaları sırasında kendisine tahsis edildiğini ileri sürerek açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daha önce aynı taşınmaz için açılan ve kesinleşen dava ile mevcut davanın aynı taraflar arasında, aynı konu ve sebebe dayanarak açılmış olması ve ilk davada verilen kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince Hazine vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili çekişmeli 110 ada 155 parsel sayılı taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun çalışmaları sırasında 543 parsel numarası ile sınırlandırılarak Hazine adına tevzi edildiği ve tapuya kaydedildiğini, ancak dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve tapu kaydı dikkate alınmaksızın şartları oluşmadığı halde iktisaba elverişli zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek tapu iptali ve Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde mülk edinmeye elverişli eklemeli zilyetliğe dayanarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/171 Esas-1993/85 Karar sayılı kararının eldeki uyuşmazlık yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna, soyut, dayanaksız, gerekçesiz yerel bilirkişi beyanlarına dayanıldığını, Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına kaydedildiğini kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, vefat eden şahıslardan mirasçılarına kaldığı beyan edilmesine rağmen taksimin ve davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığını, davalı yararına vekalet ücreti taktirinin doğru olmadığını, kesin hüküm bulunmadığını ileri sürülerek, hükmün kaldırılmasını ve idare lehine hüküm kurulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/171 Esas-1993/85 Karar sayılı kararının eldeki uyuşmazlık yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. Aynı Kanunun 46. maddesinde, "– Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanunun 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.

Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hazinenin mülkiyetinden çıkmış bulunan veya amme hizmetine tahsis edilen taşınmaz mallar hakkında bu madde uygulanmaz.

İlgililerin, daha önce kadastrosu yapılan yerlerde bu maddeye dayanan talep ve dava hakkı, bu Kanunun yürürlüğe girmesi tarihinden itibaren 2 yıl geçmekle düşer." düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda, ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 155 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına kayıtlı Ocak 1964 tarih, 3 cilt, 320 sahife numaralı tapu kaydı dayanak alınarak ve toprak tevzi çalışması sırasında 543 parsel sayısında sınırlandırıldığı ancak ... oğlu ... ... zilyetliğinde bulunduğu, adı geçenin ölümü ile taşınmazın vereseler arası rızaen ve taksimen ... oğlu ... 'a isabet ettiği edinme kısmında açıklanmak suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Öte yandan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/171 Esas-1993/85 Karar sayılı kararının incelenmesinde, ... ... tarafından, Hazine, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve ... köy tüzel kişiliği aleyhine ... köyü 543 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte dava dışı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili istemiyle dava açıldığı, Mahkemece 543 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın kabulüne, ... oğlu ... ... adına tesciline karar verildiği, kararın 18/04/1994 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın söz konusu karara istinaden 29/04/1994 tarihinde ... ... adına hükmen tescil edildiği, dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarına göre ... ...'ın 16/06/1996 tarihinde vefat ettiği eldeki dosyada davalı ...'ın ... ...'ın mirasçısı olduğu belirlenmiştir.

4. Davacı Hazine toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan tapu kaydına tutunmak suretiyle tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş ise de, toplanan delillerden eldeki dava dosyası ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/171 Esas-1993/85 Karar sayılı dosyasının dava sebeplerinin, ilk davaya ait hüküm fıkrası ile eldeki davaya ait talep sonucunun aynı olduğu, ilk davada verilen kararın usule ilişkin nihai karar olmayıp dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

5. Hal böyle olunca, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.