"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Tunceli ili, Nazımiye ilçesi, Demirce köyünde yapılan kadastro çalışmaları sarasında 112 ada 1 no.lu parselin davalı adına tespit edildiğini, ancak dava konu parselin davacılara ait olup, davacıların zilyetliği ve tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile eşit hisselerle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında da dava konusu taşınmazın ölümüne kadar davacıların babasının zilyetliği altında bulunduğunu öldükten sonra zilyetliği davacıların devam ettirdiğini, taşınmazın davacılara babaları tarafından bağış yoluyla geçtiğini bu hususun keşifte dinlenecek mahalli bilirkişi ve tanık ifadeleriyle ortaya çıkacağını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2019/27 Esas, 2020/11 Karar sayılı kararıyla;davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dava dilekçesinde delil olarak gösterdikleri tanıkların tümünün dinlenilmediğini, taşınmazın zilyetliğinin davacıların murisinin sağlığında davacılara devredildiğini elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olmadığını, bu bakımdan davacıların müştereken kendi adlarına dava açmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2020/1514 Esas, 2020/1408 Karar sayılı kararıyla; davacıların murisi ... ...'ın mirasçıları arasında taksim olgusunun veya murisin sağlığında davacılara taşınmazı devir ve teslim ettiğinin ispatlanamadığı ve murisin davacılar dışında başka mirasçılarının da bulunduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazda eldeki davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği ve bir kısım mirasçının üçüncü kişiye karşı tescil istemiyle dava açamayacağı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerini içermektedir.
3. 6100 Sayılı HMK’nın 240 vd. maddelerinde tanıkların ne şekilde dinlenecekleri hüküm altına alınmış olup, HMK’nın 241. maddesinde "Mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında ... derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir. ''Tanıkların gösterilme şekli ise, HMK’nın 240. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre; “Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez.”
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle HMK'nın 241. maddesi gereğince Mahkemenin, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında ... derecede bilgi edindiği taktirde, geri kalanların dinlenilmemesi karar verilebileceği gibi HMK'nın 240. maddesinin 2. fıkrası gereğince ikinci tanık listesi verilemeyeceği, bu itibarla tanık ... ...'in dinlenmemesinde Yasa'ya aykırılık bulunmamasına göre, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına;,
Dosyanın İlk Derece Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.