"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çekerek Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın değerinin kesinlik sınırı olan 5.390,00 TL'den az olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince davalının istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 103 ada 115 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kargir su deposu vasıflı yapının davalı köy tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini, oysa bu yapının kendi taşınmazı üzerine köyün su ihtiyacını karşılaması amacıyla yapılmasına müsaade ettiğini, ileri sürerek 1.896,08 m² alanın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... köy tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı ... ..., dava konusu yerin evveliyatında köy ortak malı ve mera olarak köyün kullanımında olduğunu, su deposunun davacıya ait taşınmazın dışına yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı Hazine vekili, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Çekerek Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli ve 2020/42E., 2020/102 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerindeki su deposunun bulunduğu alanın davacı tarafından köy tüzel kişiliğine bağışlandığı, 25 yıldan beri de bu şekilde kullanıldığı, buraya ulaşımın sağlanması amacıyla yol olarak kullanıldığı, ifade edilen alanın ise hiç bir zaman yol olarak kullanılmadığı, bu yerin davacının zilyetliğinde olduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kadastro Kanunu'nun 14.maddesinde sayılan belgeler dışında kalan ve zilyetlikle iktisabı mümkün olan ve bir çalışma alanı içiresinde toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar bir veya birden fazla taşınmaz, zilyetlik şartları belgelerle veya bilirkişi yahut tanık beyanları ile ispat edildiği takdirde, zilyedi adına tescil edilir hükmü gereğince davacının daha önce zilyetlikten edindiği taşınmaz olup olmadığı hususu ve edindiği taşınmaz varsa miktarına ilişkin Kaymakamlık yazı işleri veya adliye nezdinde araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 03.03.2021 tarihli ve 2021/202 E., 2021/272 K. sayılı kararıyla; HMK’nın 341/2, 346 ve 352/1 maddeleri uyarınca dava konusu edilen taşınmazın keşfen değerinin 365,62 TL olarak belirlendiği, bu değerin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak belirlenen 5.390,00 TL’nin altında kaldığı, bu nedenle karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karar tarihi itibariyle İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkının olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde sayılan belgeler dışında kalan ve zilyetlikle iktisabı mümkün olan ve bir çalışma alanı içiresinde toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar bir veya birden fazla taşınmaz, zilyetlik şartları belgelerle veya bilirkişi yahut tanık beyanları ile ispat edildiği takdirde, zilyedi adına tescil edilir hükmü gereğince davacının daha önce zilyetlikten edindiği taşınmaz olup olmadığı hususu ve edindiği taşınmaz varsa miktarına ilişkin Kaymakamlık yazı işleri veya adliye nezdinde araştırma yapılması gerektiği halde bu konuda bir araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Miktar ve değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez.
2. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek madde 6 ise “Kadastro mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir.” şeklindedir. Söz konusu düzenleme 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Yasa'nın 53. maddesi ile getirilmiştir. 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olan anılan hükmün kadastro çalışmaları neticesinde tespit harici bırakılan, kadastro tutanağı düzenlenmemiş olan taşınmazların tesciline ilişkin davalarda uygulanmayacağı açıktır.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.