Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6064 E. 2023/1351 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, miras yoluyla hak sahibi olduğunu iddia ettiği taşınmazın kadastro sırasında hatalı olarak köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescili istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde 20 yıllık davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliğini ispatlayamadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskipazar Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ... ...'ün mirasçılarının mirasçılık haklarından vazgeçmiş olmaları nedeniyle tek mirasçı olduğunu, kök muris ... ...'ün mirasçılarının da (... ... hariç) mirasçılık haklarını kendisine devrettiklerini, ancak davaya konu Karabük ili, Eskipazar ilçesi Sadeyaka köyü ... Mahallesi Köy İçi mevkiinde yer alan 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında hatalı olarak köy tüzel kişiliği adına yazıldığını ileri sürerek; taşınmazın arsasının da taşınmaz üzerindeki yapının maliki olan ... ...'e ait olduğunu ... ... mirasçılarına intikal etmesi gerektiğini, ... ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini, taşınmazın tapu kayıtlarında krokisinin düzeltilmesini, taşınmazı kullanmaya engel olmayacak şekilde düzenlenmesini, kapı kısmının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitini, bu kısım için köy tüzel kişiliği adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, süresi içinde cevap dilekçesi vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2019 tarihli ve 2017/73 E, 2019/136 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişilerin dava konusu edilen kısma ilişkin olarak buranın yeni inşa edildiğini, öncesinde kimsenin kullanımında olmadığını, dava konusu taşınmazın davacılar tarafından camiye bağışlandığını ve kadastro tespitinin kendilerinin belirttikleri sınıra göre yapıldığını, 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapının evveliyatında ahır ve samanlık olarak davacılar ve murisleri tarafından kullanıldığını, ancak dava konusu edilen alana ilişkin olarak davacıların ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin olmadığını, bir kısım mahalli bilirkişilerin bu alanın cami lojmanının seyyar tuvaletinin bulunduğu yer olduğunu ve seyyar tuvaletin 10 yıl önce yıkıldığını beyan ettikleri, bu kapsamda davacı ve murislerinin dava konusu edilen alana ilişkin olarak zilyetliğinin kadastro tespitinden önce 20 yıllık bir kullanıma dayanmadığı, yapının yaşına dair alınan inşaat bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 2-5 yıl olabileceğinin belirtildiği davacının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğini ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; taşınmazın davacının murisi ... ...'e ait olup diğer mirasçıların haklarından vazgeçtiklerini, 154 ada 2 no.lu sayılı parselin sınırının yanlış tespit edildiğini, taşınmazın üstüne kök muris ... ... tarafından ahır inşa edildiğini, yıkılması üzerine 1985 yılında ... ... tarafından iki katlı betonarme bina inşa edildiğini, kapı önünde yer alan dava konusu yaklaşık 6 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğindeki kısmın ise yapının giriş-çıkış kısmı olarak müvekkili ve murisleri tarafından davasız, aralıksız kullanıldığını, her ne kadar dava konusu 154 ada 2 no.lu parselde yer alan taşınmazın giriş kısmının ... ... tarafından köy tüzel kişiliğine bağışlandığı ve kadastro çalışmalarında sınırın bu bağışa göre çizildiği iddia edilmiş olsa da müvekkili ve diğer mirasçıların söz konusu bağıştan haberlerinin olmadığını, kaldı ki muris ... ...'ün bu hususta rızası olup olmadığı hususunun da belirsiz olduğunu, gerek tanık beyanlarından gerekse mahalli bilirkişi beyanlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazın giriş kısmının 1980'li yıllardan beri müvekkili ve diğer mirasçılar tarafından kullanıldığını, Mahkemenin söz konusu alanın 20 yıllık bir kullanımı olmadığı yönündeki kararının eksik inceleme ile verildiğini ve gerçeğe aykırı olduğunu, her ne kadar bir kısım mahalli bilirkişiler camiye ait seyyar tuvaletin yaklaşık 10 yıl önce yıkıldığını beyan etmiş olsa da bilirkişi raporlarında bu hususa ilişkin bir araştırma bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.02.2021 tarihli ve 2020/527 E-2021/253 K. sayılı kararı ile; Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.