"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ilçesi, ... köyünde bulunan 101 ada 674, 1028, 1374, 1030, 1047, 1373, 989, 767, 1023 parseller ile 128 ada 3 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... ve ... oğlu 01/07/1873 doğumlu ...'den geldiğini, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalılar adına tescil edildiğini, kendisinin kök muris ... kızı olan ... mirasçısı olduğunu ileri sürerek söz konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptal edilerek miras payı oranında tapuya kayıt ve tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davaya cevap vermemişler, ön inceleme duruşmasında; dahili davalılar ..., ..., ..., ... davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22/05/2019 tarihli ve 2017/275 Esas, 2019/413 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kök muris ...'in vefat tarihi olan 1916 yılından davanın açıldığı 2017 yılına kadar davalıların murisi ... ... ... ve onun vefatından sonra da mirasçıları tarafından malikmiş gibi kullanıldığının sabit olduğu, taşınmazların insan ömrünü aşacak şekilde davalıların kök murisi ve mirasçılarının kullanımında kaldığı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların ... ...'nin zilyetliğinden önceki dönemi bilmediği ve dava konusu taşınmazların yıllar önce vefat eden kök muris ...'den geldiği iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kök muristen müvekkiline kalan hissesi mirasın paylaşılması sırasında erkek kardeşlerce paylaşıldığını, müvekkiline hissesinin verilmediğini, aynı konuya ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/778 Esas sayılı dosyasıyla taraflarınca dava açıldığını, yargılama sırasında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarında muris ...'den gelen yerlerin üç erkek kardeşçe paylaştırıldığını, kız kardeşleri müvekkili ...'a miras payı verilmediğini beyan ettiklerini, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazların evvelinde kök muris ...'e ait olduğu, ...'in ölmeden önce taşınmazları mirasçıları arasında taksim etmediği, ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşımın olmadığı, murisin kızı olan müvekkilimin taksime katılmadığı, kendisine babasının taşınmazlarından herhangi bir yer verilmediği hususlarının sabit olduğunu, harç ve masrafların yanlış hesaplandığı, yanlış vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2020 tarihli ve 2019/1219 Esas, 2020/851 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan keşif dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile teknik bilirkişi raporları doğrultusunda davacı vekilinin dava konusu taşınmazların ortak muris ...'den kaldığını dosya içeriğine, toplanan delillere göre ispatlayamadığının anlaşıldığını, dava konusu taşınmazların tamamının değil yalnızca yasal miras payının adına tescili istemiyle dava açıldığı ve bu hisse oranına göre eksik harcın tamamlandığını, Mahkemece paya isabet eden dava değeri üzerinden davalı taraf lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi; “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1. maddesi; “ Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.