Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6067 E. 2023/1474 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından yirmi yılı aşkın süredir zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulünün temyizen incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının tarafların iddia ve savunmalarına, delillerin değerlendirilmesine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve usule uygun olduğu gözetilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Göynük Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesine dayanan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Göynük ilçesi, Bayındır köyü hudutları dahilinde bulunan kendisine ait 199 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın 20 seneyi aşkın süre boyunca zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğunu belirterek, taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu taşınmazın niteliği gereği Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanıma uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesindeki sınırlandırmaların nazara alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2017/293 Esas, 2019/186 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağında edinme sebebi başlıklı bölümde yer alan "3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesine göre sınırlandırılması yapılan, tapuda ve vergide kaydına rastlanılmayan iş bu 199 ada 20 parsel sayılı taşınmaz malın, bilirkişi beyanlarına göre ... kızı ...'ün 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu," şeklindeki beyanlar ile taşınmazın tespit zamanında da bilirkişilerce; davacının 20 yılı aşkın nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu hususunun belirtilmiş olduğunu, dosya kapsamında dinlenen mahalli bilirkişilerin ve tanıkların beyanlarının da davacının dava konusu taşınmazı 20 yılı aşkın zamandır nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu hususunu doğruladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili; Mahkeme tarafından delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü, kararın kaldırılması ve davanın reddinin gerektiğini, davalı idarenin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım durumunda olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13/11/2020 tarihli ve 2020/1007 Esas, 2020/1041 Karar sayılı kararıyla; incelenen dosya kapsamında kararın dayandığı gerekçeye ve Mahkemece yapılan keşif, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile uzman ziraat bilirkişi raporu doğrultusunda çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

13.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.