Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6127 E. 2023/3260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi gerçekleştirildiği iddia edilen taşınmaz satışına ilişkin tapu iptali ve tescil davasının reddine dair kararın temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki mülkiyetini ispatlayacak delil sunamaması ve satış iddiasını destekleyecek yeterli ve geçerli kanıtların bulunmaması gözetilerek, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalının kendisine 19.09.1989 tarihinde Kula köyü 122 ada 17 parsel sayılı taşınmazı 2.000 TL bedelle sattığını, ancak daha sonra mirasçıların kendi aralarında dava açtıklarını ve dava konusu taşınmazın tekrar davalı üzerinde kaldığını, çekişme konusu yeri davalıdan aldığına dair muhtar ve şahitlerin imzasını taşıyan sözleşmenin bulunduğunu belirterek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla o zaman ödediği paranın bugüne uyarlanarak tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının bahsettiği senedin düzenlenme tarihinin 19.9.1989 olduğunu, senedin zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında annesi ve ağabeyi adına tespit edildiğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/81 E- 2009/130 K. sayılı kararı ile de adına tesciline karar verildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini, davacının taşınmazda hiçbir hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazın davalı ...'a babasından miras olarak kaldığını, taşınmazı bir dönem davacının ekip biçtiğini, 3-4 senedir taşınmazda ekim yapılmadığını ve kullanılmadığını beyan ettikleri, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğini tam olarak ispatlayamadığı, 19/09/1989 tarihli harici satış senedi üzerinde yapılan incelemede imzanın davalı ...'a ait olup olmadığı hususunun da saptanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 19/09/1989 tarihli senede dayanılarak tapu iptali ve tescil davası açıldığını, 1989 tarihli satış senedinin dosyaya sunulduğunu, senetteki imza ile davalı tarafın imza örneklerinin karşılaştırıldığını, her ne kadar Adli Tıp raporunda imzaların aynı elden çıktığına dair yeterlilik bulunmadığı rapor edilmiş ise de, senedin 1989 tarihli oluşu ve mukayese imzaların yakın tarihli olmayışı nedeniyle raporun güvenirliliğinin şüphe altında olduğunu, davalı ...'ın talimat yoluyla beyanının alındığını, beyanında özetle, gösterilen senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, böyle bir senet yapıldığını hatırlamadığını, senet içeriğinde hudutları, tutarı, adedi belirtilen taşınmazın babasından kendilerine intikal ettiğini, kendilerine intikal eden hisseyi ...'a hisseli iken sattığını, o zamanın parası ile 2.000 TL gibi bir para aldığını, ancak senet düzenlenip düzenlenmediğini hatırlamadığını, daha sonra Yaşar'dan aldığı 2.000 TL'yi iade ettiğini, ancak karşılığında herhangi bir şey almadığını belirttiğini, davalı tarafın bu beyanları ile müvekkilinin iddialarını ikrar ettiğini, paranın iade edildiğine dair dosyaya herhangi bir evrak sunulmadığını, mahalli bilirkişilerin keşifte dinlendiğini, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından davalıdan satın alındığını duyduklarını beyan ettiklerini, davalının ikrarına rağmen usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından dayanılan sözleşmenin malik olduğu iddia edilen ... elinden çıktığının sabit olmadığı, davacının kendi ikrarları ve yargılama aşamasında yapılan keşifte dinlenen bilirkişi beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından taşınmaz üzerinde mülkiyeti sağlayacak zilyetlik olmadığı anlaşılmış olup, davanın reddine ilişkin verilen kararın doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." düzenlemeleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.