"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında, ...-... karayoluna ve 345 ve 346 parsel sayılı taşınmazlara komşu alanın kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını, anılan taşınmazın davacı tarafça imar ve ihya edildiğini ve 25 yılı aşkın bir zamandır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu ileri sürerek, yaklaşık 161.742,44 m2'lik kısmın davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesince; dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık ve kıraç yerlerden olması nedeniyle tapulama esnasında tescil harici bırakıldığını, taşınmazın yakın dönemde işlenmeye başlandığını, TMK’nın 713. madde koşullarının davacı bakımından oluşmadığını, taşınmazın imar planı içinde kaldığını ve mer'a vasfında olduğunu, mer'a vasfında olan yerlerin imar - ihya ve zilyetlik yolu ile iktisap edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı, ... ve ... davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.04.2017 tarihli ve 2013/100 Esas, 2017/46 Karar sayılı kararı ile TMK’nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. madde şartlarının mevcut olduğu, dava konusu taşınmazın imar ve ihya ile tarımsal nitelik kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli ve 2017/169 E., 2017/155 K. sayılı kararıyla; 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi gereğince davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi için davacıya süre ve imkan tanınıp taraf teşkili sağlandıktan sonra ...-... karayoluna ait kamulaştırma harita ve belgelerin Karayolları Genel Müdürlüğünden sorulması gerektiği, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereği davacı tarafından açılmış dava bulunup bulunmadığının Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik nedeniyle kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz bulunup bulunmadığı var ise miktarı, tescil tarihlerinin kadastro Müdürlüğünden sorulması, bu hususlar tamamlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, teknik bilirkişi ve ziraat mühendisinin katılımı ile keşif yapılması, taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, taşınmazın imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığı ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden dosyada bulunan hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar - ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınması; jeolog bilirkişiden taşınmazın sınırında bulunan derenin aktif olup olmadığı, dava konusu taşınmazın aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, kalmıyorsa derenin etkisinde olup olmadığı, taşınmazın kısmen dere yatağından elde edilmiş olup olmadığı, toprak yapısı ve niteliğinin zilyetlikle iktisaba elverişli olup olmadığı yönünden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf itirazlarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.07.2018 tarihli ve 2017/245 Esas, 2018/159 Karar sayılı kararı ile TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesi şartlarının mevcut olduğu, dava konusu taşınmazın imar ve ihya ile tarımsal nitelik kazandığı, davacının dava dilekçesindeki talebinin 161.742,44 m² olması da göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar lehine verilen nispi vekalet ücretinin hatalı olduğunu, davanın mahiyeti gereği maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu yönüyle kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, taşınmazın iddia edildiği gibi imar-ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmediğini, hava fotoğraflarının ilgili yerlerden celp edilmesi gerektiğini, Mahkemece bilirkişi incelemesinin sağlıklı şekilde yaptırılmadığını, taşınmazın tarım arazisinden ziyade arsa vasfında bulunduğunu, taşınmazın mera vasfında olduğunu, mera vasfında olan yerin imar-ihya veya zilyetlik yoluyla kazanılamayacağını belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.02.2021 tarihli ve 2018/1161 E., 2021/115 K. sayılı kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve TMK'nın 713/1. maddesi uyarınca davasız ve fasılasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla zilyetlik şartları davacı yararına oluştuğuna göre, AAÜT hükümlerine göre nispi vekalet ücreti hükmedilmesi yerinde olduğundan İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nın 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazineden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.