Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6277 E. 2022/8172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : ÇORLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karara yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ...Mahallesinde bulunan, 377 ada 13 parsel sayılı taşınmazın, 1771 sayılı Mübadele ve Teffiz İşlerinin Kati Tasfiyesi ve İntacı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca mirasbırakanı ...’na verildiğini, 1957 yılında yapılan kadastro çalışmaların da söz konusu taşınmazın davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde uğradığı müspet zarar nedeniyle şimdilik 30.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2019 tarihli ve 2017/566 E., 2019/181 K. sayılı kararıyla; davacının iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın ilk tesis kadastrosunun kesinleşme tarihinin 18.03.1957, dava tarihinin 28.12.2017 olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili, dava konusu taşınmazın 1933 yılında mirasbırakanı ... adına tapuya kaydedildiğini, kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit ve tescil edilmesinin ve davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş olmasının, Devletin TMK'nın 1007. maddesine göre kusursuz sorumluluğunu doğurduğunu, Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca mahkemenin işin esasını incelemesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.2. Davalı vekili, davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle, vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarihli ve 2019/2643 Esas, 2021/255 Karar sayılı kararıyla; malik olduğu iddia edilen kök murisin 03.04.1974 tarihinde ölümüyle davacıdan başka dava dışı mirasçılarının da bulunduğu, davacının terekeye dahil taşınmazla ilgili eldeki davayı tek başına açamayacağı, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği, kadastro tespitinin kesinleştiği 18.03.1957 tarihi ile davanın açıldığı 28.12.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. ve geçici 4. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi nedeniyle davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle, tarafların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-l. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.2.2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi "(2) Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur." düzenlemelerine yer verilmiştir

3.3. Değerlendirme

Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 18.03.1957 tarihi ile davanın açıldığı 28.12.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup; dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan (V/3/2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenle; taraf vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.