"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 118 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, Toprak Tevzi Komisyonu çalışmasında 1555 parsel sayısında sınırlandırılarak Hazine adına kayıtlandığı halde tablendikatif listesi dikkate alınmadan kadastro tespitinde senetsizden davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada HMK'nın 124/1 maddesi gereğince davalının açık rızası ile ile taraf değişikliği talebinde bulunması üzerine davalı olarak ... kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
II. CEVAP
Davalı, süresinde davaya cevap vermemiş, aşamada davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile soyut, dayanaksız, gerekçesiz yerel bilirkişi beyanlarına dayandığını, toprak tevzi komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına kaydedildiğini, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, vefat eden şahıslardan mirasçılarına kaldığı beyan edilmesine rağmen taksimin araştırılmadığını, davalı adına aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığını ileri sürülerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın 1964 yılında yapılan toprak tevzi çalışmalarında Hazine adına tapuya bağlandığı, ancak 3402 sayılı Kanun'un 46/2 maddesi uyarınca toprak tevzi suretiyle dağıtılan taşınmazların Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyetlik koşullarının davalı ve bayileri lehine oluştuğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, verilen kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan gerçeği yansıtmayan bilirkişi raporlarına ve tanık ifadelerine itibar edilerek hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 22.01.1964 tarihli, 918 sahife numaralı tapu ile Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu ve tablendikatifte...adına yazılı bulunduğu, Maliye Hazinesi tarafından zilyet adına devrinin yapılmadığı, uygulaması yapılan kaydın 05.12.1963 tarih 28 nolu Toprak Tevzi Komisyonu tarafından sınırlandırılan 1555 nolu parsel ile haritaya bağlandığı, 1964 yılına kadar 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet ve tasarruf edegeldiği, taşınmazı tablendikatifte yazılı malikin zilyet ve tasarrufunda iken taşınmazı köy halkından ... kızı ... ...'e temlik ettiği açıklanmak suretiyle taşınmaz ... ... adına tespit ve tescil edilmiş, ... ... de taşınmazı 07.10.2015 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle devretmiştir. Davacı Hazine toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan tapu kaydına tutunmak suretiyle tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş ise de, toplanan delillerden Hazine adına tesis edilen tapu kaydının oluştuğu tarihten önce davalı ve bayileri lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ncı maddeleri uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazineden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin "j" bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.