Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6374 E. 2023/1979 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mirasçılardan birinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, miras bırakanın yaptığı taksim iddiasını ispatlayamaması ve davalıların murisi adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki miras payı oranında hak iddiasının yerindeliği gözetilerek, yerel mahkemenin davacının miras payı oranında tapu iptali ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile esasa ilişkin hüküm kurularak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; tapuda ... ili, ... ilçesi, ... köy, ... ... bulunan 383 ada 3 nolu parselin ... (... oğlu) adına kayıtlı olduğunu, ...'ün 28.05.2009 tarihinde vefat ettiğini, davalıların müteveffanın kanuni mirasçıları olduğunu, müvekkili ile müteveffanın kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin olduğunu, bu taşınmazın müvekkiline annesinden kaldığını, kendisinin sağ iken 2003 yılında mallarını kanuni mirasçılarına paylaştırdığını, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davacının 2003 yılından beridir dava konusu taşınmazı kullandığını beyan etmesinde çelişki olduğunu, olağan zamanaşımı süresinin 10 yıl, olağanüstü zamanaşımının ise 20 yıl olduğunu, davacının davasının sırf bu yüzden esasa girilmeden reddedilmesi gerektiğini, dava dilekçesini kabul etmediklerini,...'in merhum ... ... ait olan malları bugüne kadar gerek kadastroda gerekse de merhumun hayatta iken tapuda üzerine devrettirmek suretiyle ...'e dolayısıyla kendilerine atalarından hiçbir payın kalmamasına neden olduğunu, şimdi de dava konusu tarlayı da miras payı gibi gösterip üzerine geçirtmeye çalıştığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mirasçılardan birinin veya bir kısmının taşınmazları uzun zamandır zilyetliğinde bulundurmasının taşınmazların maliki olacakları anlamına gelmeyeceğinden geçerli bir taksim sözleşmesi yapılmaksızın kök muristen geldiği anlaşılan taşınmazlarda davacının kendi adına açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasında kök muristen gelen miras payı oranında hak sahibi olması gerektiği gerekçesiyle, Davanın kısmen kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 383 ada 3 parselde ... adına kayıtlı 11/12/2017 tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı renk ile gösterilen 24.636,41 m2'lik taşınmazın tapu kaydının iptali ile, mirasçıların hisseleri oranında olmak üzere 1/2 hissenin davacı ... adına, 2/16 hissenin davalı ... adına, 3/16 hissenin davalı ... adına, 3/16 hissenin davalı ... adına tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak açılan davanın izale-i şuyu davası olmayıp tapu iptali ve tescili davası olduğunu, yerel mahkemece davanın kısmen kabul edildiği ve dava konusu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası varmışçasına miras payları oranında mirasçılar arasında paylaştırıldığını, yerel mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı hareket ettiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda bozularak kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Kararın davacı tarafça istinafı üzerine bölge adliye mahkemesinin 07/06/2018 tarihli ve 2018/322 Esas, 2018/348 Karar sayılı kararıyla ile “Dava konusu taşınmazın tapu kaydı ve kadastro tutanağının incelenmesinde, taşınmazın ... oğlu 1945 doğumlu ... adına tespit gördüğü ve tespitin de bu şekilde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosya arasındaki veraset ilamından ve dairemizce uyap üzerinden alınan nüfus kayıtlarının incelenmesinden ise davalıların murisinin ... oğlu 1947 doğumlu ... olduğu anlaşılmıştır. Taraf sıfatı itiraz niteliğinde olup mahkemece davanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda tapu kaydının mevcut durumuna göre davalıların taraf sıfatının bulunduğundan söz edilemez. Ancak tarafların, dava konusu taşınmazın davalıların murisi olan ... adına tespit gördüğü hususunda ittifak ettikleri görülmekle, davacıya tapu kaydının düzeltilmesi konusunda yetki verilerek hasıl olacak sonuca göre taraf koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de, mirasçılar arasında görülen davada çoğun içinde az da vardır ilkesi gereği, davanın miras payı yönünden iptal ve tescil talebini de kapsadığının kabulü ile bu hususun gerekçeli kararda tartışılmaması doğru olmamıştır.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak mahalline iadesine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece, dava konusu taşınmazın sadece davacının miras payı olan ½ oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği halde, bununla yetinilmeyip reddine karar verilen kalan ½ payın davalıların ortak murisi Ömer adına olan kaydının iptali ile davalıların miras payları oranında adlarına tesciline de karar verildiği, davalıların, kendi murisleri payına düşen kısım yönünden aralarında elbirliği mülkiyet hükümleri mevcut olup, bu mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesine dair bir istekleri bulunmadığı halde yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle, davalıların bu yöne ilişen istinaf istemlerinin kabulü ile hükmün bu yönden düzeltilerek yukarıda açıklanan gerekçeye göre davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde yeniden karar verilerek,

1. Davalılar ... ve ...’nin istinaf istemlerinin süre bakımından reddine,

2. Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/159 Esas, 2019/35 Karar sayılı ve 07/02/2019 tarihli kararının, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına,

- Davanın kısmen kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 383 ada 3 parselde ... adına olan tapu kaydının ½ payının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi şöyledir, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi şöyledir "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükmünü içermektedir.

3. TMK’nın 640. maddesi şöyledir “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” hükümlerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu 341 ada 8 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, toplulaştırma sonucunda 383 ada 3 parsel numarasını almış olup, yine davalılar murisi ... adına tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 3.650,45 TL onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.