Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6377 E. 2023/2190 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında, mirasçı olmayan davacı lehine hüküm kurulup kurulamayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murisi, taşınmazın kök murisinden önce vefat ettiğinden davacılardan birinin yasal mirasçı olmadığı ve bu nedenle hissesi bulunmadığı gözetilerek, davacı hakkında aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü 118 ada 2 parsel de kayıtlı taşınmazın kök murisleri ...'na ait olduğunu, fakat taşınmazın bulunduğu köyde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacıların da şehir dışında olmalarını fırsat bilen davalının taşınmazı atalarından geliyormuş gibi göstererek kadastro tutunağına sahiplik bilgisi olarak kendisini yazdırdığını ve bunun akabinde de 07.06.2007 tarihinde taşınmazın tapusunun davalı adına çıktığını,bu durumdan çok sonraları haberdar olan müvekkillerinin davalıdan taşınmazın kendilerine iadesini istediğinde ise durumu kabul ederek müvekkillerini oyalama yoluna gittiğini belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile müvekkilleri adına veraset ilamındaki payları oranında kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asil beyan dilekçesi ile aleyhine açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiş, bu beyanı kimliği tahtında imza altına alınmıştır.

Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; davacıların davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin okuma yazması olmadığını, Mahkemeye kabul beyanını içeren dilekçeyi sunduğu tarihte ise psikolojik tedavi gördüğünü, bu nedenle kabul dilekçesinin bir hükmünün bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tapu malikinin 30.06.2015 tarihli dilekçesindeki kabul beyanı, 6100 sayılı HMK.'nın 308. maddesinde düzenlenen ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan kabul beyanı olup, 6100 sayılı HMK.'nın 311. maddesi uyarınca kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurucağı, bu nedenlerle davanın, davalının kabul beyanı doğrultusunda kabulü ile ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü 118 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile ... 2 SHM'sinin 2006/1284 E, 2006/1053 K. sayılı veraset ilamındaki paylar oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacıların, kök muris ...'dan (müvekkili ...'nın eşi) gelen bu yerin, hisseleri oranında kendi adlarına kayıt ve tescilini istemediklerini, ancak Yerel Mahkemece yanılgıya düşülerek taşınmazın tamamının davacılar adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kabul anlamında olmamak ile birlikte dava konusu yerde davacıların da hakkı olduğu düşünüldüğünde dikkate alınması gereken mirasçılık belgesinin ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin ilgili veraset ilamı değil ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/758 Esas, 2014/836 Karar sayılı ...'ya ait veraset ilamı olduğunu, davacı ...'nın eşi, kök murisin oğlu ... da kök muris ...'dan önce vefat ettiği için ...'nın ...'nın terekesinde mirasçı olamayacağını, davacı ...'nın husumet ehliyeti olmadığını, verilen kararın bu yönü ile de hatalı olduğunu, müvekkilinin okuma ve yazmasının olmadığını, dilekçedeki parmak izinin müvekkilinin olmadığını, bu dilekçenin davacıların eski vekilinin bürosunda hazırlandığını, parmak izinin de davacılardan biri tarafından basıldığını, bu hususta ATK incelemesi yapılmadan hüküm tesisi hatalı olduğunu, yapılan kabulün açık ve net bir şekilde şarta dayandığını, bu şekilde olan bir kabul beyanının HMK gereğince geçerliliği olmadığını, davada usulüne uygun bir kabul beyanı olmadığı için kararın bu yönüyle de bozulması gerektiğini, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, bu beyanların içeriğini destekleyen davalının kabul beyanı ile sabit olduğu üzere dava konusu 118 ada 2 parselin tarafların ortak murisi ...'ya ait olup kök muris öldükten sonra çekişme konusu taşınmazın mirasçılarına kaldığı,davacıların murisi ... ortak muris ...'dan önce vefat ettiğinden dolayı davacılardan ...'nın yasal mirasçı olmadığı, bu nedenle hissesi olmadığı, davacılar ..., ..., ... yönünden miras payı ile sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde çekişmeli taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de; yine 6100 sayılı HMK'nın 308. maddesi uyarınca kabul beyanından dönmeyi haklı kılacak bir irade fesadı hali olmadığı, davalının kabul beyanı ile sabit olduğu üzere dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan altında ahır bulunan kargir evin davacıların murisi ... tarafından inşa edildiği, davacıların evin tesciline ilişkin talebi muhdesat arza tabi olduğundan ayrı tescil kararı verilemeyeceği ancak çoğun içinde az da vardır prensibi gereğince taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların tapu kütüğünün beyanlar hanesinde 3402 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca gösterilmesine karar verilmesi gerekirken, bu şekilde karar verilmemiş ise de;

A-Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli ve 2015/171 Esas, 2019/505 Karar sayılı kararının kaldırılmasına,

B-Davanın yeniden esası ile ilgili olarak;

Açılan davanın kabulü ile;

... ili, Merkez ilçesi, ... köyü 118 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... ... adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile toplam 864 hisse olmak üzere 24'erden 72 hissesi ... evlatları ..., ..., ... adlarına, geriye kalan hissenin ... kızı ... adına elbirliği mülkiyeti şeklinde tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan altında ahırı olan kargir evin ... mirasçıları eşi İsmail evladı ... ve evlatları ..., ..., ... elbirliği mülkiyeti şeklinde ait olduğunun 3402 sayılı Kanun'un 19/2. maddesi gereğince tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene (miras yoluyla intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine) dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1. maddesi; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Ancak, davalının beyanları ve dosya içeriğinden taşınmazın kök muris ...'ya ait olduğu anlaşılmış, davacıların kök muristen önce vefat eden mirasçısı ...'nın mirasçıları oldukları, davacıların murisi ..., ortak muris ...'dan önce vefat ettiğinden dolayı davacılardan ...'nın yasal mirasçı olmadığı bu nedenle hissesi olmadığı belirtilmiş ve davacı ..., ..., ... lehine tescil hükmü kurulmuş ise de, davacı ... hakkında aktif husumet yokluğundan ret karar verilmesi gerekirken, olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsizdir. Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.