Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6393 E. 2023/3049 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanlarından intikal eden taşınmazların kadastro çalışmalarında hatalı tescil edildiği iddiasıyla davacılar tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalıların taksim sözleşmesine dayanması üzerine uyuşmazlık, söz konusu sözleşmenin geçerliliği ve kapsamı etrafında toplanmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında hüküm fıkrasının HMK 297. maddeye aykırı olarak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesi hükmünün davacıların veraset ilamındaki miras payları oranında tapu iptali ve tescili şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar ... ve müşterekleri vekili, tarafların kök mirasbırakanı ...'den intikal eden ... köyü 110 ada 8, 113 ada 1 ve 15, 114 ada 43, 115 ada 7, 32, 34 ve 48, 125 ada 57, 130 ada 2 ve 132 ada 17 parsel sayılı taşınmazların yapılan kadastro çalışmalarında hatalı şekilde davalıların mirasbırakanı ... ... adına tespit ve tescil edildiklerini, kök mirasbırakan ...'in, ... dışında ... ve ... adlarında iki çocuğunun daha bulunduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında kök mirasbırakan ...'in mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., kök mirasbırakan ...'in mirasçısı olan kardeşler arasında yapılan 13.04.1982 tarihli taksim sözleşmesiyle, Mercimeklik, ..., ... Deresi, ... yanının altı ve ... tarlalar mevkiindeki taşınmazların ... ...'a bırakıldığını, ahşap ev ve bahçe niteliğindeki 114 ada 43 parselin taksim sözleşmesinde yer almadığını, bu konuda bir anlaşma yapılmadığını, ... köyü içindeki taşınmazı 60 senedir kendilerinin kullanıldığını belirtip davanın reddini savunmuş; aşamada, 114 ada 43 parsel üzerine mirasbırakanı ... tarafından yıllar önce emek ve masraf harcanarak bina inşa edildiğini, taşınmazın kendisinin zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğunu ileri sürerek taşınmazın kendisine ait olduğunun tespiti ile tapuya kaydına şerh verilmesini istemiştir.

Davalı ..., davacıların açtığı davanın kabulüne bir diyeceğinin olmadığını bildirmiştir.

Davalı ..., usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi vermemiş; aşamada, mirasçılar arasında mal paylaşımı yapıldığını, 114 ada 43 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babasına verildiğini, taşınmaz üzerindeki evin babası tarafından yapıldığını, davalı ...'nın bakım yaptırarak evde ikamet ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/491 Esas, 2016/866 Karar sayılı, 28.11.2016 tarihli kararıyla, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, taşınmazların kök muris ...'e ait olduğu, ölümü üzerine mirasçıları arasında yapılan taksim sözleşmesinde taşınmazların bir kısmının davalılar murisi ...'a, bir kısmının ... ve ...'a isabet ettiği, taşınmazların bu şekilde kullanıldığı, 110 ada 8 ve 114 ada 43 parsellerin taksimde yer almadığı, davalılar murisi ... lehine yapılan kadastro tespitinin taksim sözleşmesine aykırı bulunduğu, taksim sözleşmesine göre davacılar murisleri ... ve ...'a isabet eden 115 ada 7 ve 30, 130 ada 2 ve 132 ada 17 parsellerin ... ve ... adına 1/2'şer paylı yazılmaları gerektiği, ancak dava dilekçesinde veraset ilamındaki payları oranında tescil talep edildiği, talepten fazlaya hükmedilemeyeceği, 113 ada 1 ve 15, 115 ada 32 ve 48, 125 ada 57 parseller ise, her ne kadar tarafların kök murisi ...'den intikal etmişse de, taksimde davalıların murisi ...'a düştüğü ve taksim üzere kullanıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, ... köyü ... Köyiçi mevkiinde 110 ada 8 ve 114 ada 43 parsel, ... mevkiinde 115 ada 7 parsel, Mercimeklik mevkiinde 115 ada 34 parsel, ... Arkası mevkiinde 130 ada 2 parsel ile ... mevkiinde 132 ada 17 parselin davalıların murisi adına olan tapu kayıtlarının iptaline, taşınmazların kök muris...'ın veraset ilamındaki payları oranında davacılar ..., ..., ..., ... ile davalılar adlarına tapuya tesciline, davacıların 113 ada 1 ve 15, 115 ada 8 ve 32 parseller ile 125 ada 57 parsel aleyhine açtıkları davanın reddine karar verilmiş, davacılar Sedat Pulak ve müşterekleri vekili ile davalılardan Şefika ve Ayşe vekilinin istinaf isteği üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.09.2017 gün 2017/711 esas 2017/741 karar sayılı kararı ile; davacıların miras yoluyla intikal eden taşınmazların miras payları oranınında adlarına tescili istenilmiş ise de davalıların taksime dayandıkları 13.04.1982 tarihinde yapılan taksim senedi başlıklı belge doğrultusunda dava konusu taşınmazların taksime konu edilip edilmediği, hangilerinin sözleşme kapsamında kaldığı veya kalmadığı, sözleşmenin geçerli olup olmadığı hususlarının belirlenmesi, ondan sonra karar verilmesi noktalarından mahkeme kararı kaldırılarak kaldırma gerekçelerinde belirtilen hususlarda yeniden yargılama yapılıp oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiş, İlk Derece Mahkemesince, dayanılan taksim sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşme kapsamında kalan taşınmazlar belirlenerek davalılara verildiği tespit edilen yerlere ilişkin talebin reddine, sözleşme dışında olup, muristen intikal eden taşınmazlarda ve sözleşmeye göre davacılara bırakılan yerlerde davacıların miras payı oranında talepte bulunduklarından miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, ... ili, ... İlçesi, ... Köyü, ... Köyiçi Mevkiinde bulunan 110 ada 8 parsel, aynı mevkide bulunan 114 ada 43 parsel, ... Mevkiinde bulunan 115 ada 7 parsel, ... Arkası Mevkiinde bulunan 130 ada 2 parsel, ... Başı Mevkiinde bulunan 132 ada 17 parsel, ... Mevkiinde bulunan 125 ada 57 parsel sayılı taşınmazların davalıların murisi adına olan tapu kaydının iptali ile, taşınmazların kök muris...'ın veraset ilamındaki payları oranında davacılar ..., ..., ..., ... ve davalılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline, davacıların 115 ada 32 parsel, 115 ada 34 parsel, 113 ada 15 parsel, 113 ada 1 parsel ve 115 ada 48 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine açtıkları davanın reddine, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 114 ada 43 parsel sayılı taşınmaz hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir muhdesat aidiyetinin tespiti davası bulunmadığı için bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, İlk Derece Mahkemesince ilk verilen kararın Bölge Adliye Mahkemesince usul ve yasaya uygun olmaması sebebiyle kaldırıldığını, kaldırma gerekçelerinde taksim sözleşmesinde yazılı mevkilerin dava konusu taşınmazların hangisine isabet ettiğinin tereddütsüz şekilde belirlenmesinin istenildiği halde mahkemece yapılan keşifte bu eksikliğin tam olarak yerine getirilmediğini ve bu haliyle yazılı şekilde karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçerli bir taksimden bahsedebilmek için taksimin somut ve kesin olaylarla kanıtlanması gerektiğini, keşifte alınan beyanlar ile taksim sözleşmesinde belirtilen mevkiilerin dava konusu hangi taşınmaza ait olduğu hususunda belirleme yapılamadığını, beyanların yetersiz olduğunu, keşif sonrasında sunulan 09.04.2018 tarihli raporda taksim sözleşmesindeki mevkiilerin dava konusu taşınmazların hangisine isabet ettiğine yönelik birebir eşleşmenin mümkün olmadığı belirtilerek, yine davalı beyanına göre taşınmazların eşleştirmesi yapılıp, rapor hazırlandığını, buna göre alınan raporun usul ve yasaya uygun olmadığını, mahkemece taksimin kanıtlanmadığı sebebiyle tüm taşınmazların davacılar ve davalıların miras hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesi gerektiğini, taksim iddiası kabul edilmemekle birlikte kabul edilecek ise de davacılara taksim neticesinde isabet eden taşınmazların tam pay şeklinde verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taksim sözleşmesinde davacılara verildiği belirlenen taşınmazlar bakımından, taleple bağlı kalınarak kök murisin mirasçılık belgesine göre, miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mirasbırakanın ölümünden sonra tüm mirasçıları tarafından usule uygun biçimde düzenlendiği belirlenen 13.04.1982 tarihli taksim senedi uyarınca, davalıların murisi ... ...'a verildiği anlaşılan 115 ada 32, 34 ve 48 parseller ile 113 ada 15 parsel ve davalıların murisi ... tarafından 3. kişilerden satın alarak zilyet olduğu belirlenen 113 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gerekçeleriyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun;

713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Mahkemece, HMK'nın 297. maddesine uygun olarak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde veraset ilamına atıf yapılmak suretiyle davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi, kalan payın kayıt maliki üzerinde bırakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 1. fıkrasının tümden hükümden çıkartılmasına, yerine 1. fıkra olarak; "Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile,

... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Köyiçi mevkiinde bulunan 110 ada 8 parsel, 114 ada 43 parsel, ... mevkiinde bulunan 115 ada 7 parsel, ... Arkası mevkiinde bulunan 130 ada 2 parsel, ... Başı mevkiinde bulunan 132 ada 17 parsel, ... mevkiinde bulunan 125 ada 57 parsel sayılı taşınmazların davalıların mirasbırakanı ... ... adına olan tapu kayıtlarının davacıların kök mirasbırakanı...'ın, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1189 Esas, 2015/442 Karar sayılı, 21.04.2015 tarihli veraset ilamındaki miras payları oranında iptali ile iptal edilen miras payları oranında davacılar ..., ..., ..., ... adlarına Tapuya Kayıt ve Tesciline, kalan payların kayıt maliki (davalıların mirasbırakanı) üzerinde bırakılmasına" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.