Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6424 E. 2023/2840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında orta malı harman yeri olarak tespit edilen taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davacı tarafından kadimden beri tarla olarak kullanıldığı ve özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte olduğu, ayrıca gerçek harman yerinin başka bir parsel olduğu tespit edilerek, bozma kararına uygunluk gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.06.2017 tarihli ve 2015/9136 Esas, 2017/4644 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... ilçesi, ... köyü, 152 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında adına tespit ve tescil edildiğini, 152 ada 18 parsel sayılı taşınmazın ise harman yeri vasfıyla orta malı olarak tespit edildiğini, halbuki bu taşınmaz ile kendisine ait olan 152 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadimden beri bir bütün olarak kullanıldığını, taşınmazı 10 yıldan fazla bir zaman önce...'dan bir bütün olarak satın aldığını, fakat kadastro çalışmalarında taşınmazının içinden 1851,22 m²'lik kısmın ayrılarak 18 parsel numarası verilmek suretiyle harman yeri vasfıyla orta malı olarak tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın hiç bir zaman harman yeri olarak kullanılmadığını ileri sürerek, 152 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi; davanın reddini savunmuştur.

Davalı Köy tüzel kişiliği temsilcisi; her ne kadar tapu kaydında dava konusu yer orta malı olarak yazılı ise de taşınmazın davacıya ait olup davacı tarafından kullanıldığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2015 tarihli ve 2015/9136 Esas, 2017/4644 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 152 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.06.2017 tarihli ve 2015/9136 Esas, 2017/4644 Karar sayılı kararıyla;yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm için yeterli olmadığı, Mahkemece, çekişmeli taşınmaz, komşu parsellere uygulanan 30.12.1950 tarih ve 117 sıra numaralı tapu kaydının miktar fazlası olduğundan bahisle tespit edildiği halde sözü geçen tapu kaydının tüm tedavülleriyle getirtilerek kapsamının tayin olunmadığı, tapu ve vergi kaydının revizyon gördüğü 152 ada 2, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların ve bunları dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları ve dayanaklarının getirtilmediği, dayanak vergi kaydının hudutlarının yerel bilirkişi ve tanıklara okunmak suretiyle kapsamının tayin edilmediği, tapu ve vergi kayıtlarının hudut olarak kapsamları tayin edilerek taşınmazın gerçekten kayıt kapsamı dışında kalıp kalmadığı, kayıt kapsamı dışında kalıyorsa taşınmazın öncesinin harman yeri olup olmadığı, harman yeri ise özel harman yeri mi genel harman yeri mi olduğu üzerinde durulmadığı, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmesi, yine çekişmeli taşınmaza komşu 152 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar ile bu taşınmazları dıştan çevreleyen yoldan sonra gelen parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler dosyaya getirtildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan ve komşu köylerde yaşayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılması gerektiği, keşif sırasında 30.12.1950 tarih ve 117 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte, 1936 tarih ve 68 tahriri numaralı vergi kaydı okunup hudutlarının mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmesi, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanması, kayıtların kapsamları hudutları itibariyle belirlenerek taşınmazın kayıt kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilmesi, yine dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali, öncesinin ne olduğu, ne şekilde tasarruf edildiği, geleneksel biçimde kullanılan orta malı harman yeri niteliğinde olup olmadığı, harman yeri niteliği ile kullanım varsa davacıya ait özel harman yeri mi olduğu, davacıdan başkaca kimseler tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa bu kullanımın ne sebeple olduğu, özel harman yeri mi genel harman yeri mi olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, 30.12.1950 tarih ve 117 sıra numaralı tapu kaydının kuzey hududunun “harman yeri” okuduğu dikkate alınarak zeminde fiilen harman yeri olup olmadığı, varsa çekişmeli taşınmazın harman yerinden kazanılıp kazanılmadığının araştırılması, Mahkemece yapılacak gözlemin tutanağa geçirilmesi, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan veren, tapu ve vergi kaydının gösterilen sınırlarını haritasında işaretlenmiş şekilde denetime elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmesi, ziraat bilirkişisinden taşınmazın önceki ve halihazır niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik süresini açıklar şekilde rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.04.2021 tarihli ve 2017/423 Esas, 2021/148 Karar sayılı kararı ile dava konusu 152 ada 18 parsel sayılı taşınmazını kadimden beri tarla olarak kullanıldığı ve özel mülkiyete konu olabilecek tarım arazisi niteliğinde olduğu, harman yeri olarak kullanılan yerin ise hemen kuzey sınırında olan dava dışı 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 152 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın harman yeri vasıflı kamu malı niteliğinde orta malı olup özel mülkiyete konu edilemeyip zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığını, davacı tanıklarının gerçeği yansıtmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacının kanunda aranan şartlara haiz olmadığını ve iddiasını ispatlayamadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın niteliği gereği aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini ayrıca İdare harçtan muaf olmasına rağmen hükümde harçlardan da sorumlu tutulmalarına karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.